Türkiye Filmleri

Hayvan, hayallerini gerçekleştirmek için mücadele eden ve bu süreçte milli duygularından güç alan bir gencin hikayesini konu ediyor. Barış, babasının baskısı altında anne sevgisinden uzakta büyüyen bir gençtir. Onun hayatı, yabancı bir kadının sevgisi ve bir spor adamının desteğiyle bambaşka bir hal alır. Barış, boks sporuna sarılarak kendisin var etmeye çalışır.

Askerliğini bitiren Hababam Sınıfı yuvasına geri döner. Bir türlü iflah olmayan sınıf, Çamlıca Lisesi’nin müdür ve öğretmenlerini yeniden çileden çıkarmak üzeredir. Okul müdürü Deli Bedri Hababam Sınıfı’nı bu kez kesin göndermek niyetindedir. Karısı Deli Bedriye ve Bedriye'nin oğlu ile beraber okula taşınır. Türlü numaralarla onlardan kurtulmaya kararlıdır. Deli Bedriye’yi de çok geçmeden düşmanları arasına katan Hababam Sınıfı’nı yeni sürprizler beklemektedir.

Yıl 2003, eski Hababam Sınıflarının okulu olan Özel Çamlıca Lisesi hala eğitim ve öğretime devam etmektedir. Okul sahibi vefat etmiş, okulu oğlu Deli Bedri (Mehmet Ali Erbil) tarafından işletmektedir. Okuldaki Hababam geleneği de tüm hızıyla devam etmekte ve okuldaki tüm öğretmenler bu sınıftaki öğrencilerin bin bir türlü oyunlarından yılmış kaçacak yer arar olmuşlardır. Tüm bunları fırsat bilen Deli Bedri lakaplı okul sahibi okulu kat karşılığı müteahhite satıp yerine plaza yapılmasını arzulamaktadır. Onun bu hayalinden haberdar olan okul müdiresi Fatoş Hoca (Hülya Koçyiğit) okulun satılma bahanesi olan Hababam Sınıfı ile mücadele edebilmek için eski Hababamcılardan yardım ister. Olaylar Deli Bedri’nin okulu sattığını söylemesiyle tırmanır ve herkesi çok büyük bir bir sürpriz bekler.

Yaşıtları çoktan iş güç sahibi olan Hababam Sınıfı'nın dur durak bilmez haylazlıkları artık dayanılmaz boyutlara gelmiştir. Okul müdürü Deli Bedri çareyi Hababam'ı askere göndermekte bulur. Ama askerde iş çığırından çıkar.

Bir tarafta ise halay çeken, okeye dördüncü arayan Fırıldak Ailesi, diğer tarafta ise büyülü ormanlar, tılsımlar ve ejderhalar! Macera bir gece ansızın köydeki tüm kadınların kaçırılmasıyla başlar. Bu olay Sabri Fırıldak ve arkadaşlarını pek çok korkunç yaratıkla dolu büyülü ormana sürükler. Kahramanlarımızın kadınları geri almak için kötülerin kötüsü Tarumar ile büyük bir savaşa girmeleri gerekecektir.

Filmin senaryosu, kaliteli bir yapımın temelini oluşturur ve izleyiciyi filmin içinde tutmak için birçok sürpriz sunar. Cin Yuvası diye tabir edilen bu hikâye, Türk sinema endüstrisine katkıda bulunan bir yapımdır ve Türkçe olarak çekilmesi dışında yapımın sürükleyici öyküsü, filmin izleyicilerinin beğenisini kazanmasına yardımcı olur. Bu korkunç ve gerilimli film, Türk sinema tutkunları için harika bir seçimdir ve unutulmaz bir seyir deneyimi sunar. Bakalım Miraç, verdiği bu çaba ile girdiği mücadelede galip gelerek biz izleyenlerin yüzünü güldürebilecek mi?

İlk filmde oğlunu evlendiren İsmail, ikinci filmde torununu sünnet ettirme telâşına giriyor. Eski takım bir araya geliyor, başını olmadık belâlara sokuyor, sünnet düğünü şehir çapında bir hadise halini alıyor.

Ramazan Bayramının ilk gününde, İsmail arkadaşlarıyla bayram namazından dönerken oğluyla karşılaşır. Yurt dışında yaşayan oğlu, alelacele bir düğün yapmak için gelmiştir.

Doru: Macera Ormanı, arkadaşını kurtarmaya çalışırken beklenmedik bir durumla karşılaşan Doru ve Karatay'ın maceralarını konu ediyor. Alaca'nın bir hayvan sirkinin eline geçmesinin üzerine Doru ve yakın arkadaşı Karatay, Alaca'yı kurtarmak için harekete geçer. Zekice yaptıkları plan sayesinde Alaca'yı kurtaran Doru ve Karatay, bu sırada beklenmedik bir sürprizle karşılaşır. Doru ve arkadaşı sirkten kaçarken, bebek şempanze Şöbi de onlarla gelmiştir. Bu durum üzerine Doru ve Karatay'ın tek hedefi, Şöbi'yi annesiyle bir araya getirmek olur. Doru ve Karatay, Şöbi'yi annesine kavuşturmak için macera dolu bir yolculuğa çıkar.

Doru ve arkadaşları eski bir yarış atı olan Çenebaz’dan insanlar arasında yaşadığı yıllara ait hikayeler dinlerler. Sürüsünü insanlardan korumak isteyen Demirkır bu hikayeleri anlatmaması için Çenebaz’ı uyarır, sonra da sürüden kovar. Doru Demirkır’la kavga eder ve kızgınlıkla yaşadıkları vadinin dışına doğru koşarak uzaklaşır. Karatay durdurmak için onu takip eder.

Dr. Zeren ve kız kardeşi Ayla Yaman, annelerinin bir gece aniden ölmesiyle sarsılırlar. Adli raporlara göre anneleri Mukadder Yaman, beyin kanamasıyla ölmüştür. Fakat annesi öldüğü sırada O’nun yanında olan Ayla, bu durumu reddetmektedir. O’na göre annesi, ne olduğunu anlayamadığı çok hızlı hareket eden, kapkara yüzleri olan, bilinmeyen bir dilde konuşan, devasa kara varlıklar tarafından öldürülmüştür. Aile için lanetli bir korku yolcuğu başlar.

Kocası Ömer’le mutlu bir hayat süren Dilek için aydınlık geçen günler, cinlerin ani bir saldırısıyla kararır. Her şey, Dilek’in bir rüyasıyla başlar. Bu rüyada belirsiz bazı suretler, şeytana dair bir takım sırları Dilek’in kulağına fısıldar ve sonra O’na musallat olurlar.. Kocası Ömer, rüyayı Dilek’in yaşadığı bir hırsızlık olayının psikolojik yansıması olarak görse de, Dilek bu korkutucu cinleri hissetmeye başlamıştır.

Ankaralı Ceyda T. ve ailesi bedensiz bir varlık tarafından rahatsız edildiklerini iddia etmektedir. GATA Tıp Fakültesi'nden profesörlerin ilgisi üzerine, ailenin evine kameralar yerleştirilir. Seyirci, işte bu kayıtlar vesilesiyle yedi gün süren dehşete tanıklık edecektir.

Birçok insan sebepsiz yere korkunç şekillerde intihar etmeye başlar. Amerika Birleşik Devletleri'nde başlayan dalga kısa sürede tüm dünyaya yayılır.  Türkiye'de Selçuk adlı bir kasabada bir adam internette uzun süre geçirdikten sonra kendini öldürür. Olayın hemen ardından adamın en iyi arkadaşları, ölen gençten e-postalar almaya başlar. Aynı zamanda bu insanlar çevrelerinde korkunç yaratıklar görmektedirler. Bu, kıyametin sadece başlangıcıdır.

Onur ve Berk çok yakın iki arkadaştır. Onur'un, sevgilisi Bahar’la yakınlaşma planları hep suya düşmektedir. Berk, Onur’a cennetten kovulanları kurtarmak üzere bir hikâye anlatır ve onları kurtarmak üzere bir plan yaparlar. Onur ve Berk hem bu plan sayesinde müthiş bir belgesel çekip para kazanacak hem de Onur, Bahar ile baş başa bir vakit geçirme şansı yakalayacaktır. Ama işler umdukları gibi gitmez, dörtlümüzün lanetli topraklarda başlarına gelmeyen kalmayacaktır.

Dindar bir ailede Vural, 30’lu yaşların ortalarında, evli ve çocuklu bir adamdır. Babasıyla birlikte Amerikan Konsolosluğunun karşısında bir fotoğrafçı dükkanı işletmektedir. Oğluna her zaman ahlaklı olmanın erdemlerini anlatan ve Allah’ın her şeyi izlediğine ve gördüğüne inanan Vural’ın herkesten gizlediği bir sırrı vardır.

Bayi Toplantısı, beyaz eşya işiyle uğraşan üç esnafın, gittikleri üç günlük bayi toplantısı sırasında kendilerini türlü olaylar içerisinde bulmalarını anlatıyor.

Aykut Enişte 2, Gülşah ile evlenme arifesinde olan Aykut'un, ailenin eski eniştesinin ortaya çıkmasıyla başından geçenleri konu ediniyor.  Aykut ve Gülşah’ın düğününe sayılı günler kala ortaya çıkan davetsiz misafir ailedeki tüm dengeleri değiştirir. Çünkü gelen ailenin eski eniştesidir. Aykut iyi niyeti ve saflığı yüzünden başına açılan belalardan kurtulabilecek midir? Yoksa Gülşah’ı kaybetmek üzere midir?

Aykut Enişte, yalnızlığından şikayetçi olan ve aile özlemi çeken bir adam olan Aykut’un hikayesini konu ediyor. Aykut, evlenip yuva kurmanın hayali ile yaşayan genç bir adamdır. Sevgili Nurhan ile hayallerini gerçekleştirmeye adım adım yaklaşan Aykut, beklenmedik bir durumla karşı karşıya kalır. Düğüne bir hafta kala dükkanına hırsız giren Aykut, tüm birikimini kaybeder. Dükkana hırsızın girmesi, sadece Aykutun maddi kaybına neden olmaz aynı zamanda başına türlü işler açılmasına da neden olur. Dükkana bakmak için sigortadan gelen Gülşah’ın, Aykuttan küçük bir iyilik istemesi hepsinin hayatının değişmesine neden olur. Kendi halinde kimsesiz bir adam olan Aykut, bir anda kendisini iki ailenin damadı olarak bulur

Bir grup botanikçi araştırma görevlisi, aradıkları yaşlı çınar ağacını bulmak için yolculuğa çıkarlar. Tesadüfen rastladıkları bir köyde inceledikleri bir ağaç, onları tahmin ettiklerinden daha derin ve gizemli olaylara götürür. Kayıp bir kız aracılığıyla ağacın sırrına ulaşmaya çalışan bir ekip, bilinenden çok daha farklı ruhani boyutların varlığıyla yüzleşir.

Sinan (Aydın Doğu Demirkol) oldum olası edebiyatla ilgili bir genç adamdır ve yazar olmak istemektedir. Anadolu'da doğduğu köye dönen genç adam kitabını bastıracak parayı bulmak için tüm enerjisini harcamaya başlar ancak babasının geçmişten kalan borçları başına dert olacaktır.