Oyuncu Maria Dragus HD filmleri izle

Sinema dünyasını sizlere sunmaya devam ediyoruz. Bu kez karşınızda, Noel’den hemen önce geçen ve yoğun duygusal bir atmosfere sahip bir film var. Film, Almanya’daki bir mezbahadaki işinden istifa eden Matthias'ın, Transilvanya’daki kozmopolit köyüne dönmesiyle başlıyor.

Babası Otto ise artık yaşlılık hastalığına yenilmiş ve yalnız başına geçirdiği günlerinde, özellikle oğlu Rudi hakkında endişeler taşımaktadır. Rudi, babası tarafından hiç görülmeden büyümüştür ve bu durum babasında büyük bir üzüntüye neden olmuştur. Oğlunun yüzünü görmek ve eski aşkı Csilla ile tekrar bir araya gelmek en büyük arzusudur. Oğlunun içine kapandığını gören Otto, onun bu durumundan çıkabilmesi için elinden geleni yapmayı planlar.

Ancak Csilla'nın işlettiği fırında işler bir anda değişir. Fırında birkaç göçmen işçinin işe alınması, kasabanın sakin yaşantısını alt üst eder. Tüm bu olaylar, hüsranlar, çatışmalar ve tutkuların yeniden gün yüzüne çıkmasına neden olur ve bu durum toplumun huzur içindeki yaşantısını olumsuz şekilde etkiler.

Romeo Aldea, Romanya’da küçük bir dağ kasabasında yaşayan 49 yaşında bir doktordur. Kızı Eliza'yı 18 yaşına geldiğinde yurt dışında okutma idealiyle büyütür. Planları gerçekleşmek üzeredir; Eliza İngiltere’de psikoloji okumak için burs kazanır. Tek yapması gereken lise bitirme sınavlarını geçmektir. Aslında başarılı bir öğrenci olan Eliza için bu sınavlar yalnızca bir formaliteden ibarettir. İlk yazılı sınavından bir önceki gün, Eliza tüm geleceğini riske atan bir saldırıya uğrar. Şimdi Romeo, bir karar vermek zorundadır. Bu durumu çözmek için birkaç yol vardır fakat hiçbiri kızına öğrettiği prensiplerle uyuşmamaktadır.

Siggi, savaş sonrası dönemde bir hapishanede bulunuyor ve bir makale yazması için görevlendiriliyor. Siggi, ailesinin eski bir arkadaşı, ressam olan babasının mesleğini yapmasını yasaklaması gerektiğini hatırlıyor. Babasının mesleğini sürdürmesine yardımcı olması beklenen Siggi ise bu duruma isyan etmiş. Çünkü Siggi, babasının sanatını ve tutkusunu anlamakla kalmıyor, aynı zamanda onunla tamamen özdeşleşiyor. Babasının ressam olarak yaşam sürdürme hakkının olması gerektiğine inanıyor ve onu bu yoldan caydırmak yerine, desteklemeye karar veriyor. Kendisinden beklenenin aksine Siggi, babasının yanında durarak ona isyanını ve direnişini ifade ediyor. Bu durum, Siggi'nin hem kendi kişisel inançlarının, hem de babasının mesleğine olan yaklaşımının önemli bir simgesi hâline geliyor. Siggi'nin hapishanedeki görevi, onun bu geçmiş deneyimlerini ve hikayeyi bir makale içinde aktarmak oluyor. Kendi hikayesi ve babasının hikayesi arasında bir köprü kurarak, Siggi, bu makalenin sadece hapishanedeki mevcut durumunu değil, aynı zamanda babasının sanatına ve onun mesleğine dair tutkusunu da aktarmayı hedefliyor.

1939 yılında, Nazi Almanya’sının tehlike sinyalleri verdiği dönemde, Almanya’nın zengin ailelerinin Nasyonal Sosyalist partiye uygun eğitim görmeleri için kızlarını İngiltere’nin bir sahil kasabasında, dil eğitimleri için okula yazdırırlar. Okuldaki öğretmenlerden biri, hem Almanya’daki Nazi gücünün yükselişinin ardındaki tehlikeyi sezmekte ve olacakları az çok tahmin etmektedir. Bu nedenle, okulda ve ülkesinde bu tehlikeyi insanları anlatmak için çalışmalar başlatır. Her ne kadar başarılı olduğunu düşünse de, çevresindeki ve okulun üst yöneticileri, asıl problemin kendisi olduğunu düşünmeye başlamaktadır. Artık, İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasına çok kısa bir süre kalmıştır ve casusluk ve vatana ihanet komploları arasında kalan öğretmen, tehlikenin gerçek olduğuna insanları ve yetkilileri inandırmaya çalışmaktadır.