Oyuncu Aaron Paul HD filmleri izle

Gizemli Ash gezegeninde uyanan Riya (Eiza González), mürettebatının katledildiğini fark eder. Onu kurtarmaya gelen Brion (Aaron Paul) adında bir adamla karşılaştığında ise, hem fiziksel hem de psikolojik bir işkence süreci başlar. Hayatta kalabilmek için Riya ve Brion, birbirlerine güvenip güvenemeyeceklerine karar vermek zorundadır.

Lise kimya öğretmeni Walter White (Bryan Cranston), kanser teşhisi aldığında dünyası başına yıkılır. Tedavi masraflarını karşılayacak parası olmadığından, çaresizlik içinde kimya bilgisini sıra dışı bir şekilde kullanmaya karar verir. Küçük çaplı bir torbacı olan Jesse (Aaron Paul) ile iş birliği yaparak Crystal Meth üretmeye başlar. Başlangıçta yalnızca maddi sıkıntıdan doğan bu karar, kısa sürede şiddet ve açgözlülükle dolu, geri dönüşü olmayan bir bataklığa dönüşür. İkili, uyuşturucu dünyasına gittikçe daha fazla bulaşarak yalnızca kendilerini değil, çevrelerindeki herkesi tehlikeye atar.

Walter’ın giderek büyüyen hırsı, hamile eşi Skyler’ı (Anna Gunn) ve oğlu Walter Jr.'ı (RJ Mitte) da tehlikeye sürükler. Üstelik kayınbiraderi Hank (Dean Norris), Amerikan Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi'nde çalışmaktadır ve Walter’ın kendine yarattığı "Heisenberg" kimliğinin izini sürmeye başlar. Öte yandan, Walter’ın eski öğrencisi olan Jesse de para ve lüks hayata alışmaya başlar. Ancak ikisi de uyuşturucu satıcılarının ne kadar tehlikeli olabileceğini fazlasıyla hafife almıştır.

Tobey Marshall, babasının ölümünün ardından kendilerine kalan borçları temizleyebilmek için var gücüyle çalışmaktadır. Mesai saatlerini otomobil tamiratıyla geçiren Tobey, hafta sonlarını yer altı otomobil yarışlarında yarışarak geçirmektedir. Yarışlarla birlikte arabalara ve adrenaline duyduğu tutku katbekat artarken, Dino Brewster isimli düşmanından büyük bir teklif alır. Son derece zengin bir adam olan Dino, Tobey'den dünyanın en hızlı ve donanımlı Mustang'ini yapmasını ister. Tobey de gerekli olan parayı böylece tamamlayabileceğini düşünürek bu teklifi kabul eder.

Ölümcül bir hastalıktan muzdarip olan genç bir kadın, ölümünün ardından ailesinin ve arkadaşlarının acısını hafifletmek için kendisini klonlatmaya karar verir. Ancak genç kadın, mucizevi bir şekilde iyileşir. Bu durum üzerine klonunun görevini sonlandırmak ister ancak bu sandığı kadar kolay olmayacaktır.

Auburn, Güney Dakota’da 3 hafta önce bir soygun yaşanmıştır. Yaşanan soygun 5 kişilik bir ekibin işidir. Polislerin sistemli çalışması ile soygunculardan 4’ü yakalanmış ve hapse atılmıştır. Ancak ekibin 5. üyesi kayıptır. Polis her yerde ekibin 5. elemanı olan yaralıdır ve kanundan kaçmak için ölümü bile göze almıştır. Ancak kurtarıcısı hiç ummadığı biri olacaktır. İşitme engeli bulunan küçük bir çocuk olan Wesley, yaralanan adamı güvenli bir sığınağa taşır. Orada yaralarını sarar ve iyileşmesi için başında bekler. Zaman içinde bu küçük çocuk ve tehlikeli kanun kaçağı arasında sıradışı bir arkadaşlık oluşur. Wesley iyileşmesine yardım ettiği bu gizemli yabancıya bir hayli bağlanmıştır. Ancak polis Wesley’nin kapısına dayanıp onu sorular sormaya başladığında asıl tehlike başlayacaktır. Bir taraf seçmek zorunda kalan Wesley, yeni arkadaşı için işleri daha da kötü hale getirme potansiyeline sahiptir...

Collingwood ailesi tatil için bir dağ evine giderler. Ailenin kızı Mari, orada Paige ile arkadaş olur. Fakat bir çete tarafından iki arkadaş kaçırılır ve Mari ellerinden kurtulmaya çalışırken vurulur. Çete üyeleri kendilerine sığınacak bir ev ararken tesadüfen Mari'nin ailesinin evini bulur. Herşey ortaya çıktığında failler kurban durumuna düşecektir. The Last House On The Left, 1972 tarihli, Wes Craven imzalı kült korku filminin yeniden yapımı.

Aralarındaki bağ alkol sevgisine dayanan evli bir çiftin ilişkisi, kadın ayık kalmaya karar verince, zor bir sınavdan geçmek zorunda kalır...

Gizli ajan Ethan Hunt beyazperdeye geri dönerken, bugüne kadar karşılaştığı en amansız rakibini de yanında getirdi. Hunt ile ekibi bugüne kadar izini kimsenin takip edemediği silah satıcısı ve bilgi sağlayıcısı Owen Davian’a karşı zor bir göreve soyunuyor.60’ların ünlü dizisinden günümüze kadar popülaritesini kaybetmeyen Görevimiz Tehlike’nin beyazperdedeki üçüncü macerasında yönetmen koltuğunu J.J. Abrams devam aldı.Lost ve Alias dizilerini yaratarak TV dünyasında büyük sükse yapan, kendine has ciddi sayıda bir hayran kitlesine sahip Abrams’ın beyazperdeye attığı bu dev adımı heyecanla karşılamamak mümkün değil.Üstüne üstlük genç yönetmen arkasına Tom Cruise gibi bir starla, Capote’yle, uzun yıllardır hak ettiği Oscar’a kavuşan Philip Seymour Hoffman’ı da almış durumda.