Türkçe Dublaj Filmler

Birlikte tatil yapan dört genç kız, bu tatilin çok eğlenceli geçeceğinden çok emindir. Mükemmel tatilleri için planları ise harabe olmuş bir su altı şehrine dalış düzenleyerek derinlikleri keşfe çıkmaktır. Gençlerin farkında olmadığı şey ise dalışlarını su altı mağalarından oluşan klostrofobik bir labirentte geçirecekleri ve dünyadaki en tehlikeli köpek balığı türlerinin bölgesine girdikleridir. Mükemmel tatil planları hayat mücadelesine dönüşen gençler, sudan çıkmanın ve avcı köpek balıklarını atlatmanın bir yolunu bulmak zorundadır..

Filmde bir İsrail komandosu, başka bir deyişle kalifiye bir mossad ajanını canlandıran Zohan (Adam Sandler) aksanı ve enterasan saç tarzıyla karikatürize edilmiş bir kahramana hayat veriyor. Kurşunların havada uçuştuğu bir İsrail askeri, komando eğitimi almış, her türlü silahı kullanacak yetkinlikte, yükseklerden atlayıp sıçrayacak kadar da hünerli.Operasyondan operasyona koşturan kahramanımız günün birinde asıl isteğinin saç kesmek olduğunun farkına varıyor ve kendini ölmüş gibi gösterip, soluğu New York’ta alıyor. Saç stilisti olarak kendine müşteri bulmakta zorlanmıyor ama sorunlar da peşini bırakmıyor.

Sean Durkin'in yazıp yönettiği The Nest, bir girişimci olan Rory'nin, Amerikalı eşi ve çocuklarını kendi anavatanı İngilitere'ye dönmeye ikna etmesini ve ailenin burada yeni bir başlangıç yapmaya çalıştığı sırada yaşananları anlatıyor.  Rory, son derece hırslı bir girişimcidir. Amerikalı eşini ve çocuklarını banliyödeki rahat yaşamlarından ayrılarak kendi anavatanı İngiltere’ye taşınmaya ikna eder. Burada bir fırsat yakalayan Rory, eski firmasına katılır ve muhteşem bir malikane kiralar. Kısa bir süre sonra bu çekici yeni başlangıcın ve evliliklerinin altında yatan nahoş sırlar ortaya çıkacaktır.

Kate’in hayatı, sürekli olarak nasıl büyük bir balerin olacağı hayalini kendisine aşılamış babası (Trystan Pütter) tarafından baskılanarak ve sürekli büyük eğitmenler tarafından sıkı çalışma prensipleriyle eğitilerek geçmiştir. Baleyi seviyor olmasına ve bu konuda büyük bir yeteneğe sahip olmasına rağmen, Kate bu dansı yüreğinin derinliklerinde sadece babası için ve yıllardır çalışıyor olduğu için yapıyordur. 

Çocuklar, Bernie'nin geri döndüğü için çok heyecanlılar. Ama yetenekli yunusu kaçırmak üzere olan eski düşmanları Winston da öyle. Kevin ve Holly, çok geç olmadan surat asan arkadaşlarını kurtarmak zorundadır.

Film, Ulusal Kara Panter Partisi başkan yardımcısı Fred Hampton’ın hayatını ve FBI muhbirliği yapan William O’Neal tarafından ihanete uğramasının hikâyesini anlatıyor.  Judas and the Black Messiah, Black Panther Party liderlerinden olan Fred Hampton'un hayatına odaklanıyor. Fred Hampton adında aktivist olan bir genç, siyah topluluğunun özgürlüğünü kazanması ve siyahların katledilmesine son vermek için savaşan Black Panther Party başkanlarından biri olur. Başkan Fred, bir nesle ayaklanmaları ve basıların karşısında olması için ilham kaynağı olur. Bu sırada hapis cezasına çarptırılan William O'Neal’a FBI bir anlaşma teklif eder. FBI, William’ın Fred’in partisini sızıp içeriden bilgi vermesi karşılığında ona özgürlük vaat eder. Anlaşmayı kabul eden William, yavaş yavaş Fred Hampton’un sonunu hazırlar.

Dünya, doğanın gazabına uğramaktadır. Şiddetli kasırgalar Los Angeles'ı haritadan silmiş, Yeni Delhi karlar altına gömülmüş, Tokyo devasa dolu yağışıyla yıkılırken New York ani iklim değişikliği ile dev dalgaların tehditi altında kalmıştır. Bir iklim bilim uzmanı olan Jack Hall, dünyayı, küresel ısınmanın tetiklediği bu felaketten kurtarmak için çözüm arayışındadır.  Kurtuluş Günü'nün yaratıcısı Roland Emmerich, dünyayı bu kez uzaylılar tarafından değil, bizzat doğanın kendisi tarafından yok ediyor. Devasa doğal felaketler, büyük paralar harcanarak ve bilgisayar teknolojisinin de katkısıyla nefes kesen gerçekçilikte sahnelere dönüştürülmüş. Denis Quaid, Jake Gyllenhaal ve Ian Holm'un da katılımıyla filmin kadrosu da en az efektleri kadar dikkat çekiyor.

Vurdumduymaz bir insan olan Nyles ve nedime olmaya isteksiz Sarah'ın yolu, Palm Springs'te bir düğünde kesişir. İkilinin arasında romantik anlar yaşanır. Ancak Sarah, Palm Springs'ten ne zaman ayrılmaya çalışsa kendini yeniden aynı yerde bulur. Sarah ve Nyles, birbirlerinden ve bulundukları yerden kurtulmak için ellerinden geleni yapacaklardır.

Sok-woo, işinden başını kaşımaya fırsat bulamayan, kızını sürekli ihmal eden bir babadır. Doğum gününde kızının ısrarları üzerine, onu, eski eşinin yanına bırakmak için Seul’den kalkıp Busan’a gidecek olan trene gönülsüzce biner. Tren tam kalkmak üzereyken, sıra dışı bir virüsten etkilenen genç bir kadın, trendekilere virüsü yaymaya başlar. Virüsün bulaştığı herkes, teker teker zombiye dönüşür. Sebebi belirlenemeyen virüs, tüm ülkeye yayılırken, hızla Busan’a yol alan trende de Sok-woo, kızı ve daha birçok yolcu amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişir.

13 yaşında bir çocuk olan Yao’nun, hayranı olduğu ünlü Fransız aktör Seydou Tall’u görebilmek için yapamayacağı şey yoktur. Seydou Tall'un başkent Dakar'da olduğunu öğrenen Yao, hayalini gerçekleştirmek için Kuzey Senegal'deki köyünden yola çıkarak tek başına 387 kilometre yol gider. Çocuğun hikayesinden çok etkilenen oyuncu ise ona eve dönüş yolunda eşlik etmeye karar verir.

Film, 18 Ağustos 1966’da Güney Vietnam’ın Long Tan adlı bölgesinde, 108 deneyimsiz askerin, 2.500 Vietkong ve Vietnam askerinden oluşan düşman kuvvetini durdurmak için verdiği savaşı konu alıyor. Cephaneleri tükenmekte olan 108 Avustralyalı ve Yeni Zelandalı asker gittikçe daha çok kayıp vermeye başlar. Belirsiz bir gelecekle karşı karşıya olan askerler, birbirlerinden güç alarak savaşı kazanmaya çalışır.

Bu yüksek tempolu ve aksiyon dolu gerilimde emekli bir tetikçi, yanına kız kardeşini ve sorunlu bir genci de alarak ölüm saçan üvey kardeşinden intikam almaya hazırlanır.

İskoçya'da yaşayan ve anne olan genç bir kadın, henüz hapishaneden çıkmıştır. Hayali bir country şarkıcısı olmak olan Rose-Lynn Harlan'in hapishaneye girme nedeni ise hayallerini gerçekleştirmek için para kazanmak üzere uyuşturucu madde satmak istemesidir. Hapishaneden çıkmasının ardından iki çocuğunun sorumluluğunu almak zorunda kalan Rose-Lynn, bunun için yeterli motivasyonu bulabilecek midir?

Violet 22 yaşında ve annesi Emilia ile yaşayan genç bir kızdır. Zamanında uğradığı bir saldırı sonucu çok öfkelidir ve travma yaşamıştır. Her genç gibi, internet aleminin içinde olan Violet, tanıştığı bir kişiyle konuşmaya başlar. Hızlı bir ilişkinin sonunda, tanıştığı kişinin evine davet alır ve oraya gider. Buraya kadar her şey normal gibi gözükse de olaylar buradan sonra değişir. Violet evini gittiği kişiyi alı koyar ve ona türlü sorular sorar. Sebebini anlamlandıramayan adam, durumu sonradan fark eder fakat iş çığırından çıkmıştır.

Yönetmenliğini Dusty Mancinelli ve Madeleine Sims-Fewer’ın yaptığı film, yine Dusty Mancinelli ve Madeleine Sims-Fewer’ın kaleminden çıkan bir eser. Korku ve dram türünde olan filmin başrollerinde Madeleine Sims-Fewer, Anna Maguire, Jesse LaVercombe, Obi Abili ve Jasmin Geljo yer alıyor. Filmde Miriam karakterini Madeleine Sims-Fewer, Greta karakterini Anna Maguire, Dylan karakterini Jesse LaVercombe, Caleb karakterini Obi Abili ve Ivan karakterini Jasmin Geljo canlandırıyor. 

Eddie Brock, işi ve sevgilisi dâhil her şeyini kaybetmiş umutsuz bir adamdır. Hayatının en kötü zamanında, onu Venom'a dönüştürecek ve süper güçlere sahip olmasını sağlayacak bir Symbiote'un taşıyıcısı olur. Bu güçler, bu yeni ölümcül koruyucunun, büyük kötü güçleri özellikle de daha güçlü ve daha silahlı Symbiote rakibi Riot'u yenmesi için yeterli olacak mı?

Varlıklı bir aileden gelen 20 yaşındaki hukuk fakültesi öğrencisi Luisa, Almanya siyasetinde sağcıların yükselişine karşı olduğu için Antifa'ya katılır. Filmin konusu kısmen, kendisi de gençken Antifa üyesi olan yönetmen Julia von Heinz'ın biyografisinden esinleniyor. Filmdeki sağcı "Liste 14" partisinin siyasi tasarımı da Almanya için Alternatif partisine atıfta bulunuyor.

Şöhret odaklı manşetlerin ötesine geçen ve şok edici 2019 üniversiteye giriş skandalının merkezindeki adam Rick Singer'ın varlıklı müşterilerini zaten ayrıcalıklıların yararına tasarlanmış bir eğitim sistemini aldatmaya ikna etmek için kullandığı yöntemlere dalan bir inceleme.

Bir vampir olan Vivian, Max adında bir ressamdan portresini yapmasını ister. Böylece, ilk kez kendisini görebilecektir. Vivian ve Max, bir süre sonra yakınlaşmaya başlar. Diğer yandan bir seri cinayet soruşturmasındaki tüm deliller Vivian’ı işaret etmektedir.

Sitemiz üzerinden siz Hint filmi severleri de düşünerek 4k film izle platformumuz yanı sıra Türkçe altyazılı filmlerimize de eklemiş olduğumuz aksiyon dolu bu filmde; Haydarabat bombalamaları ardına yaşanan olaylar kurgusal olarak anlatılmaktadır. Haydarab’daki bombalamanın ardına özel teşkilat bir araya gelir ve acil durum toplantısı yaparlar. Bu bombalamanın büyüklüğü ve önemini anlayan yetkililer bu bombalamanın ne ilk ne de son bombalama olmayacağını anlarlar ve bu özel durum için özel bir polis ararlar. 

On yaşındaki Mia’nın Londra’da mutlu bir hayatı vardır. Fakat bir aslan çiftliğini işletmek için ailesi Güney Afrika’ya taşınmaya karar verir. Mia, başlarda bu karardan dolayı oldukça mutsuzdur. Fakat bembeyaz bir aslan olan Charlie doğduğunda Mia’nın hayatı güzelleşmeye başlar. Mia ve Charlie’nin arasında mükemmel bir bağ oluşmuştur. Her şey yolunda giderken babasının sakladığı sırrın ortaya çıkması ailenin hayatını alt üst eder. Öğrendiklerinden sonra Charlie’nin zarar görebileceğini düşünen Mia, Charlie ile birlikte kaçar. Charlie’nin yaşayabileceği güvenli bir ortam arayan Mia, Afrika’da zorlu bir maceraya atılır.

Aliens Stole My Body filmi, 7 Aralık 2020 tarihinde ilk gösterimizi yapmış olan ve macera, aile ve komedi kategorilerinde yer alan, yönetmenliğini Sean McNamara’nın üstlendiği, senaryosunun ise Brcue Coville ve farklı ki senaristin daha ortak çalışması olan oldukça eğlenceli bir yapımdır. Yediden yetmişe herkesin keyifle seyredeceği bu yapımın oyuncu kadrosu ise Ty Consiglio, Christian Convery ve Bruce Coville’den oluşmaktadır. 

Naomi Watts, ailesiyle birlikte tatile çıktıklarında, göğsünden aşağısına kadar felç olan, aktif ve enerjik Avustralyalı anne Samantha Bloom'un gerçek hayatta kalma öyküsünde başrolde yer alıyor. İlerleme mücadelesine, çocuklarının eve getirdiği Penguin adlı yaralı yavru saksağan yardımcı olur.

Bir çalışan ve de unutulmuş ve yaşlanmış olan bir babanın gözüyle anlatılan bu hikayede, ikisi de neoliberal bir kabusun kurbanı olan bu ikili aracılığı ile 2018 trajedisinden hemen önceki Brezilya’nın bir portresini görüyoruz. Özellikle de Brezilya vatandaşlarına hitap eden bu filmde, nasıl bütün işaretlerin kötüyü gösterdiği fakat herkesin bu işaretleri okumayı bilmediği acı bir şekilde anlatılıyor.