Suç Filmleri

Hollywood'un ünlü yönetmenlerinden biri, karısına doğum günü hediyesi olarak 1 milyon dolar değerinde bir kolye alır. Yanında çalışan stajer Josh,tan onu saklamasını ister. Ancak bu pahalı kolyeyi Josh'un ev arkadaşlarından biri çalar.

Flensburg Fiyordu'nda kıyıya vuran bir ceset, Danimarkalı iş adamı Christian Rommedahl'a ait olduğunun ortaya çıkmasının ardından, büyük soru işaretleri de beraberinde gelir. Bu beklenmedik ölüm, sadece sınırdaki gerginlikleri artırmakla kalmaz, aynı zamanda karmaşık bir cinayet soruşturmasına da yol açar. Alanlarında iki başarılı dedektif olan Svenja Rasmussen ve Antoine Haller, Christian'ın ölümünün ardındaki gizemi çözmek için hızla harekete geçerler. Kısa sürede, Christian'ın arkadaşı ve iş ortağı Lasse Jorgensen'i şüpheli olarak görülmeye başlanır. Ancak olay yerinde bulunan ipuçları, Flensburglu içki satıcısı Philipp Schaaf ve kızı Lisa'yı da bu cinayetle ilişkilendirir. Lisa'nın telefonundaki fotoğraflar, hem Lasse'nin hem de Schaaf'ın bu karmaşık ağda nasıl bir rol oynadığını sorgulatırken, dedektifler Flensburg'un geçmişten gelen sırlarını çözmek için zorlu bir mücadeleye girişmek zorunda kalırlar.

Varlıklı bir grup genç, ufak haylazlıklardan tehlikeli kumpaslara kadar uzanan çeşitli suçlar işlerken bu eylemleri, kendileri hariç herkes için kaotik sonuçlar doğurur.

1918 İspanyol Gribi'nden deniz kenarındaki malikânelerine sığınan ilerici bir gazeteci ve sosyetik karısı, gizemli bir dolandırıcıyı özel aşçı olarak işe alır. Ancak veba lüks adaya indiğinde, aile ve çalışanlar kendilerini toplumdan kopmuş bulurlar.

1960’larda inşa edilmiş ve 80’lerin başında Rio De Janeiro’nun en tehlikeli mahallelerinden birine dönüşmüş, sosyal konutlardan oluşan “Tanrıkent”te organize suçun destansı tarihi. Film 60’larda iki kenar mahalle çocuğunun seçtiği iki ayrı yolu takip eder.Fotoğrafçı olma hayalleri kurar ama fotoğraf makinesi alacak parası yoktur. Öte yandan, Küçük Ze çocukluğundan beri tam bir suçlu özellikleri taşır; acımasız, akıllı ve hırslıdır. Küçük yaşta planladığı bir genelev soygunu sırasında öldürmenin tadını alır, gün geçtikçe bu konudaki iştahı giderek artar. 70’lerde Ze, sakin ve becerikli Bee’nin desteğiyle, favela’nın (mahallenin) uyuşturucu ticareti üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırır. 80’lerin başlarında “Tanrıkent”i çetelerarası savaş sarar ve amansız genç suçlulardan oluşan yeni bir kuşak çıkıp “eskilerin” yerini almaya çalışırken, artık bir fotoğraf makinesine sahip olan Rocket, onu bu bitmek tükenmek bilmez katliam döngüsünü belgelemede kullanır...

Sovyet Birliği'nde Stalin döneminde geçen hikayede, devlet için çalışan gizli bir ajan ülkeyi çalkalayan bir seri çocuk cinayetini araştırmak için görevlendirilir. Örgütte gözden düştüğü için verilen bu görevde, ajan cinayetlerin üst seviyede bir parti lideri ile alakalı olduğunu ortaya çıkartacaktır.

Bir hırsız, sonunda uzun zamandır planladığı soygunu gerçekleştirmeye hazırdır. Psikotik suç lordu Temple’i soyarak hayatının en büyük soygununu gerçekleştiren adamın planı, kaçış arabasında kaçak bir yolcu keşfedene kadar kusursuz işler. Temple’ın karısı Mia’yı arabada görünce şaşıran hırsız, Temple ve en iyi suikastçısı peşlerindeyken, hızlı bir kaçış gerçekleştirmek ve Mia’yı kocasının pençesinden kaçmasına yardım etmek arasında kalır. Her iki durumda da, hayatta kalmak için tek şansları araba kullanmaktır.

Los Angeles gettolarında birlikte büyüyen üç arkadaşın öyküsünü anlatan film, kenar mahallede yaşanan olaylara içten bir bakış atmasıyla benzerlerinden ayrılıyor. Kardeş gibi Doughboy ve Ricky Baker birbirlerine benzememekle birlikte her an birlikte takılmaktadırlar. Üçüncü kişi ise Tre'dir. Üçlü şiddet ve uyuşturucunun konuştuğu mahallerinde kendilerini ispat etmeye çalışır.  90'lı yılların başında gettoda yaşayan siyah gençler arasında yükselen nefreti, şiddete olan eğilimi, doğasına yakın bir şekilde sunuyor film. Yönetmen bu filmi 23 yaşında çektiği için sinema dünyasının yeni dahilerinden biri olarak selamlandı ve henüz 24 yaşındayken Oscar ödülüne aday oldu.

Sanghyeon borçlarla boğuşurken Dongsu insanların anonim bir şekilde çocuklarını terk ettikleri bir tesiste çalışmaktadır. Yağmurlu bir günde terk edilen Woosung adında bir bebeği iyi bir fiyata satmak için çalarlar. Tüm bunlar olurken, dedektifler onları iş üstünde yakalamak için izlemektedir.

Bir acil kurtarma görevlisi, Bangkok'un ölümcül yeraltı dünyasına bulaşınca hayatta kalma savaşı verir.

Brezilya'da tehlikeli bir varoşta doğup büyüyen genç bir kadın, ölümcül çete savaşlarının ve ihanetlerin ortasında güç mücadelesi verirken aşk ve suçla dolu bir hayata adım atar.

Dışarıdan mükemmel görünen bir aileye odaklanan yapım eskiden okulun yıldız atleti, şimdi ise başarılı bir işadamı olan Seymour “Swede” Levov ve ailesini yavaş yavaş keşfetmemizi sağlıyor. Eski güzellik kraliçesi olan karısı ve ergenlik çağındaki kızıyla mutlu bir hayat süren Levov'un mutluluğu bir gün kızının ortadan kaybolmasıyla bozuluyor. Kızının vahşi bir siyasi terör eylemi gerçekleştirmekle suçlandığını öğrenen baba ne olursa olsun kızını bulmaya karar veriyor. Ancak bu arayış sürecinde keşfettikleri hayatını derinden sarsıyor... Ünlü oyuncu Ewan McGregor'ın ilk yönetmenlik denemesi olan Pastoral Amerika filmi Phillip Roth'un Pulitzer ödüllü romanını temel alıyor.

Omzu sakatlanan futbol oyuncusu Terry Brogan, oynadığı takımdan atılır ve acil olarak paraya ihtiyacı vardır. Arkadaşı Jake Wise, onu işe alarak kızarkadaşını takip etmesini ister. Aynı zamanda Terry’nin oynadığı takımın da sahibi olan, çok zengin bir adamın kızı olan Jessie, Meksika’da bir yerlerdedir. Terry, Jessie’yi bulur ve görür görmez kıza aşık olur. Tabi ki Jake’yi hesaba katmamıştır.

Eski bir gangsterin oğlu, şantaj ve yozlaşmış polislerle başı büyük derde girince, babasının eski dostlarından yardım ister. Genç adam, bir yanda tehditkar suçlular ve rüşvetçi polisler, diğer yanda ise kendi hayatı ve ailesi için ortaya koyduğu çaba arasında sıkışıp kalmıştır. Kariyerinin başında olan bu genç, babasının geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır. Babasının eski dostları, gözlerini kırpmadan ona yardım etmeye karar verirler. Bu noktadan sonra, hikaye tehlikeler ve heyecanlarla dolu bir maceraya dönüşür. Onların yardımıyla, genç adam hem kendini hem de sevdiklerini korumaya çalışırken, aynı zamanda babasının geçmişindeki sırları da öğrenmeye başlar. Film, aksiyon ve dram unsurlarını ustalıkla harmanlayarak izleyicileri soluksuz bir yolculuğa çıkarıyor. Karakterlerin birbirleriyle olan karmaşık ilişkileri ve gerilim dolu sahneleriyle dikkat çeken bu film, gerçekten izlenmeye değer.

Abang ve Adi, Malezya'da belgesiz yetim kardeşlerdir. Abang, sağır olan büyük kardeştir ve hayatındaki tüm zorluklara rağmen yoksulluğa boyun eğmiştir. Küçük kardeşi Adi ise, içindeki öfkeyle bu duruma katlanamamaktadır. Abang’ın sakinliğine karşın Adi, yaşadıkları adaletsizlik ve zorluklar karşısında sürekli bir mücadele içerisindedir. Bir gün, hayatlarını alt üst edecek acımasız bir kaza, bu iki kardeşin arasındaki kırılgan dengeyi bozar. Kazanın ardından yaşanan olaylar, kardeşlerin birbirlerine olan bağlılıklarını yeniden sorgulamalarına neden olur. Abang ve Adi, hayatta kalma mücadelesi verirken, birbirlerinin en büyük destekçileri olmanın yanı sıra, aynı zamanda en büyük zorluklarıyla da yüzleşmek zorunda kalırlar. Film, iki kardeşin dramatik hikayesi üzerinden, belgesiz göçmen çocukların hayatlarının ne denli zor olduğunu gözler önüne seriyor. Bu dokunaklı filmde, kardeşlik, cesaret ve umudun nasıl birbirine kenetlendiğini göreceksiniz.

Gigli'de Ben Affleck, ana karakter olan "Larry Gigli"yi canlandırmaktadır. Filmde Gigli, ünlü bir savcının zihinsel engelli erkek çocuğu Brian'ı(Justin Bartha) kaçırmakla görevlendirilir. Larry Gigli'nin verilmiş olan görevi kendi başına yürütemeyeceğini düşünen patronları, Gigli'ye yardım etmesi için aynı görevlerde kullanılan bayan gangster Ricki'yi (Jennifer Lopez) gönderir. Başlangıçta Larry Gigli, bir kadınla yapılacak çalışma planı fikrinden hoşlanmaz, ancak zaman geçtikçe iki karakter birbirine ilgi duymaya başlayan Affleck ve Lopez arasında romantik bir ilişki başlar. Bir yandan da yavaş yavaş Brian'a acıyan ve ona sempati duymaya başlayan Larry Gigli moron ve duygusuz kötü adam kişiliğinden normal, sıradan bir insana dönüştüğünü farkeder...

Dedektifler Jake ve Mary, bir taklitçi katilin saldırması üzerine Sanatçı adlı hapsedilmiş bir seri katilden yardım isterler. Mary, Sanatçı'nın parlak ama çarpık ruhunda ipuçları ararken o ve Jake, şeytani bir kedi ve fare oyununun tuzağına düşer. Bu süreçte ikisi, Sanatçı ve onun taklitçisinden bir adım önde olmak için zamana karşı yarışır.

Yalnızca 24 saatlik ömrü kalan bir özel dedektif, çocukluk arkadaşının ortadan kayboluşunun ardındaki gizemi açığa çıkaracak bir dizi şaşırtıcı ipucunun peşine düşer.

Gerçek olaylara dayanan, gözden düşmüş bir polis dedektifi, şiddet içeren bir suç örgütünü ifşa etmek için gizli göreve giderek kefaretini arıyor. Ancak mafyanın derinliklerine battıkça, affedilmenin bedeli karşılayabileceğinden daha yüksek olabilir.

Michel Racine, kendisiyle birlikte diğerleriyle de sert olan bir Assize Mahkemesi başkanı olarak korkulan bir kişidir. Her şey, Ditte tekrar seçildiğinde ve onun hükmeden olduğu bir suç davasında jüri olmasa yeniden değişir.

Michel, Ditte ile eskiden tanışmıştır ve aralarında bir tür bağ vardır. Bu nedenle, Ditte'nin jüri olarak seçilmesi, Michel'in hayatında beklenmedik bir dönüm noktası olur. İkisi arasındaki bu yakınlık, sürecin seyri üzerinde önemli bir etkiye sahip olacaktır.

Ditte, Michel'in sert ve katı olduğunu biliyor, ancak yine de jürilik görevini kabul ediyor. Bu kararı, belki de ona biraz daha yakın olma şansını elde etmek için alıyor. Ancak, Ditte'nin Michel'e olan bağlılığı, onu zorlu bir durumla karşı karşıya getirecektir.

Michel, ciddi bir suç davasında jüri olarak seçilen Ditte'yi yönlendirmek zorunda kalacak. Ancak bu durum, Michel'in içsel çelişkilerini de ortaya çıkaracaktır. İkisinin arasındaki geçmişe dayanan bağ, Michel'in yargı sürecindeki tutumu üzerinde etkili olacak ve onun duygusal tarafını açığa çıkaracaktır.

Artık emekli olan ve kendi kendisini bir sürgüne mahkum eden Poirot, Venedik’te isteksizce perili bir palazda bir seansa katılır. Misafirlerden biri öldüğünde Poirot, katilin kim olduğunu ortaya çıkarmak için harekete geçer.

Ünlü bir stilistin cesedi annesininkinin yanında bıçaklanmış hâlde bulununca, genç bir dedektife olayı çözmesi için 20 gün verilir. Gerçek olaylardan esinlendi.

Gözünü yükseklere diken profesyonel bir hırsız ve uzman ekibi, 12.000 metre yükseklikte seyreden bir uçaktaki kasadan 500 milyon dolar değerindeki altını çalmaya kalkışır.