Savaş Filmleri

Esrarengiz bir uzaylı filosu dünyaya saldırınca, sadece USS Iowa'nın mürettebatı küresel felaketi engelleyebilir.

Afganistan'da yaralanan bir denizci, Montana'daki bir VA hastanesine geri döner ve burada, fiziksel ve duygusal travmasıyla yüzleşmenin bir yolu olarak ona uçarak balık tutmayı öğreten Vietnamlı bir veterinerle tanışır.

İkinci Dünya Savaşı'nın son umutsuz günlerinde, yalnız bir maden arayıcısının kuzey Finlandiya'da kavrulmuş bir toprak inziva yerinde Nazilerle yolları kesişir. Naziler onun altınını çaldığında sıradan bir madenciye bulaşmadıklarını çok geçmeden fark ederler.

1937 yılında Şangay'da yaşanan gerçek olaylardan uyarlanan film, Japonya'nın zorlu ve işgalci politikalarıyla mücadele eden Çin'in en önemli direnişlerinden birini konu alıyor. Japon ordusuna karşı, Şangay'da bulunan Si Hang deposunu savunan 800 kişilik asker ve sivillerden oluşan grup, Çin halkının umudu ve cesareti haline geliyor.

1940 yılında, Thom ve Mars, gelecekteki radyo ve televizyon yayınlarını alabilen LOLA adında bir makine inşa ettiler. Ancak, bu yayınları paylaşmanın, dünyanın geleceği üzerinde nasıl yıkıcı değişikliklere yol açacağını bilmiyorlardı. Aynı zamanda, bu durumun kendileri üzerinde de ciddi etkileri olacağından habersizdiler.

Onlar, teknolojik bir başarı olarak gördükleri bu makinenin, insanlık tarihinin yönünü tamamen değiştirebilecek kadar güçlü bir araç olduğunu fark etmeden, geleceğin derinliklerinden gelen bilgileri elde etmek için durmaksızın çalışıyorlardı. Ancak, zamanın gizemli ve bilinmeyen sularında yüzüyor olmanın sonuçlarına hazırlıksızdılar. Hayal bile edemedikleri tehlikelerle karşı karşıya kaldılar.

Savaşın ebeveynlerini alarak yetim bıraktığı genç bir çocuk ve en yakın arkadaşının en büyük hayali, dünyanın en büyük generalleri olmaktır. Bu hayali gerçekleştirmek için kaderlerini değiştirmeyi göze almaları gereklidir. Zaman ilerlediğinde ve en yakın arkadaşı kendini gelecekteki imparatoru korumak için feda ettiğinde genç çocuğun hayallerini gerçekleştirmek ve tarihe adını yazdırmak için çıktığı uzun ve zorlu yolculuk da başlamış olur. Kralın tahtı yeniden kazanmasına yardım etme görevi, genç çocuğun ölümcül suikastçılara, büyük ordulara ve tehlikeli dağ klanına karşı verdiği zorlu mücadelelerle doludur. Savaşla parçalanan bir ülkede, sadece bir grup insan halkı yeniden birleştirmeyi başarabilecektir...

Bu hikaye, general olma hayalleri kuran genç bir adamı ve Ying Zheng'i takip ediyor, ki amacı birleşme. Genç adamın ismi Zheng Fei ve onun için hayatta hiçbir şey, cephede zafer kazanmaktan daha önemli değil. Kendini ispatlamak ve liderlik yeteneklerini göstermek istiyor. Bu yüzden askeri akademide eğitim alırken en iyisi olmaya çalışıyor.

Diğer yandan, Ying Zheng, tüm Çin'i birleştirme hayaliyle yanıp tutuşan bir prenstir. Kendi ordusunu kurmuş ve diğer devletleri fethetmek için savaşmaktadır. Fakat birleşmek için sadece askeri güç yeterli değildir, politik zekâ da önemlidir. Zheng Fei'nin liderlik yetenekleri ve stratejik düşünce tarzı Ying Zheng'in dikkatini çekiyor ve onu takip etmeye karar veriyor.

Birbirlerinden habersiz olan bu iki yol arkadaşı, kaderin onları bir araya getireceğinden habersizdir. Zheng Fei, Ying Zheng'in askeri mesajcılarından biri olarak görevlendirilir. İkisi arasında bir bağ oluşur ve zamanla birbirlerine güvenmeye başlarlar.

Güçlü bir general, krallıklarını ani bir istilaya karşı savunmak için, artık büyümüş ve zafer hayali kuran bir savaş yetimiyle birlikte savaş alanına geri döner.

İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altındaki Antwerp'te iki genç polis, kendilerini iş birliği ile direniş arasında bir ikilemin içinde bulur.

1939 yılında İngiliz ordusu, Alman ordusu tarafından yenilgiye uğratılmaktadır. Bu durum nedeniyle Winston Churchill, centilmen savaş kurallarını bir kenara bırakacak bir hamle yapmaya karar verir. Planı, bir asker topluluğunun düşman hattının arkasına gizlice sızmasını sağlamaktır. Askerler, hayati tehlikesi yüksek olan bu planı öldürülme ihtimallerine rağmen kabul ederler. Sağlam bir birlik kurulmasıyla Naziler’e karşı önemli galibiyetler elde edilir.

Kral Edward'ın ölümünün ardından Bebbanburglu Uhtred ve yoldaşları, parçalanmış bir krallığın dört bir yanında, İngiltere'yi birleştirme umuduyla maceralara atılır.

Günümüzün savaşlarla dolu dünyasında, yazar ve yönetmen David Michôd üst düzey bir Amerikan askerinin inişli çıkışlı hayat hikayesini kâh tüm gerçekliğiyle, kâh acımasız bir parodi tadında ekranlara taşırken, gerçeğin ve parodinin nerede başlayıp nerede bittiğini de tartışmaya açıyor. Filmde gözünü karartıp kendini çılgın bir savaşın ortasına atan, doğuştan lider karakterli, kendine sonsuz güveni olan bir asker; Michôd'nun absürt bakış açısıyla anlatılıyor. Hikâyenin merkezinde, Brad Pitt'in hayat verdiği gelmiş geçmiş en uç savaş karakterlerinden biri yer alıyor: başarılı ve karizmatik orgeneral Stanley McChrystal. Afganistan'daki NATO güçlerine adeta bir rock star gibi giriş yapan orgeneralin tüm karizması bir gazetecinin sınır tanımayan makalesiyle yıkılacaktır.

28 Haziran 1914'te Avusturya Prensi Franz Ferdinand eşi Sophie ile Saraybosna'da Şehrin arabasıyla gezerken suikasta uğrayıp ölürler. Bu Birinci Dünya Savaşı'nın tetikleyicisidir...

Danimarkalı Yahudilerin Ekim 1943'teki çalkantılı olaylar sırasında komşu İsveç'e güvenli bir yere kaçmalarının yürek burkan öyküsünü anlatan ilgi çekici ve duygu yüklü bir anlatım. Bu dönemde Danimarka, Nazi işgali altındaydı ve Yahudi nüfusu zulüm ve toplama kamplarına sürgünle karşı karşıyaydı. Ancak aralarında balıkçıların, din adamlarının ve sıradan vatandaşların da bulunduğu bir grup cesur Danimarkalı, Yahudi yurttaşlarının zarar görmeyecekleri İsveç'e kaçmalarına yardım etmek için bir araya geldi. Øresund Boğazı'nın hain sularında yolculuk tehlikeliydi ve tehlikelerle doluydu, ancak Danimarkalılar Yahudi dostlarını ve komşularını kurtarma konusunda kararlı kaldılar. Özverili eylemleri sayesinde, 7.000'den fazla Yahudi’yi güvenli bir yere götürmeyi başardılar.

Kamboçyalı yazar ve insan hakları savunucusu Loung Ung’un kitabından uyarlanan filmde, Ung’un çocukluk anılarından yola çıkılarak Kamboçya'nın tarihindeki en zorlu dönemeçlerden biri olan Kızıl Khmerler rejimini anlatıyor. Loung Ung küçük bir çocukken Kızıl Khmerler rejiminin zulmünü yaşamış ve ülkesinden kaçmak zorunda kalmıştır. Film, Kamboçya'nın 2018 Oscar aday adayı olarak seçilmiştir.

Hikaye İran-Irak savaşı sırasında Tahran’da geçiyor. Shideh, kocası zorunlu görev için başka bir şehre gönderildiğinde, devam eden bombardımanların yol açtığı tehlikeye rağmen kızıyla birlikte evlerinde kalmakta ısrar eder. Fakat insanların birer birer terk ettikleri apartmanda yalnız kalan anneyle kızı sadece savaş uçakları değil, bir hayalet de tehdit etmeye başlar.

2. Dünya Savaşı'nın son günlerinde evine ve kızına dönmeye çalışan kaçak bir Alman askeri kendini, gizli altınları arayan SS birliklerine karşı bir savaşın içinde bulur.

Bu belgeselde Ukrayna'daki savaş yüzünden yurdundan olan bir kız, büyükannesiyle birlikte Alpler'deki bir yaz kampına gider ve burada cesaretinin sınırlarını test eder.

2. Dünya Savaşı’nın sancıları devam ederken Yüzbaşı Maude Garrett yanında çok gizli belgeler ile tamamı erkeklerden oluşan B-17 bombardıman uçağının mürettebatına katılır. Uçakta bir kadının varlığına hazırlıksız yakalanan mürettebat Maude’nin her hareketini test eder. İnce zekası ile arkadaşlıklarını kazansa da, sıra dışı olaylar ve geçmişindeki boşluklar Maude’nin gerçek görevi ile alakalı paranoyayı körükler. Ancak mürettebatı daha çok korkutan başka bir şey vardır; gölgelerde saklanan şeytani bir şey uçağın kalbine saldırmaktadır. Kendilerine kurulan pusu ile gizlenen şeytani varlık arasında köşeye sıkışan talihsiz mürettebatı kurtarmak için Maude sınırlarını aşmalı ve hem arkadaşlarını hem de gizemli kargosunu korumalıdır..

Çavuş John Kinley'in son görev turunda, yolu yerel tercüman Ahmed ile kesişir. Bu görevde ekibine yapılan saldırıdan Ahmed sayesinde kurtulan John, hayatta kalmayı başarır. Evine döndükten sonra, Ahmed'i ve ailesini geride bırakamayacağını anlar. Tüm risklere karşı John da kendi hayatını tehlikeye atarak bölgeye geri döner.

Paris, yaz 1942. Irene genç, neşeli, 19 yaşında bir Yahudi kız. Ailesi onun dünyayı, arkadaşlarını, yeni aşkını ve tiyatro tutkusunu keşfetmesini izliyor. Gelecek vadeden aktris, genç hayatını dünyayı umursamadan yaşıyor, ancak zamanın tükeniyor olabileceğini bilmiyor.

1938 yılında, Avusturyalı, varlıklı bir noter olan Josef Bartok sakladığı önemli bilgiler yüzünden Naziler tarafından tutuklanır. Bir otel odasına kapatılan Josef, akıl sağlığını yitirmek üzereyken tesadüfen bulduğu bir satranç kitabı onun hayata tutunmasını sağlar. Kitabı satır satır baştan sona ezberleyen Josef, daha önce hiç oynamadığı bu oyunda ustalaşır. Sonunda özgürlüğüne kavuştuğunda ise, kader onu New York’a giden gemideki satranç turnuvasında dünya satranç şampiyonuyla karşı karşıya getirir.

Kore Savaşı sırasında iki seçkin ABD Donanması savaş pilotunun üzücü gerçek hikayesi. Kahramanca fedakarlıkları nihayetinde onları donanmanın en ünlü ekürileri yapacaktı.

Nefes, Güneydoğu’da Irak sınırına yakın bir ilçedeki komando tugayında bulunan ve 2365 metre yükseklikteki Karabal Tepesi’ndeki röle istasyonunu korumakla görevlendirilen bir yüzbaşı komutasındaki 40 askerin hikâyesidir.