Romantik Filmleri

Bir aldatmacanın kurbanı olan çaresiz bir adam, önemli bir yatırımcı için lüks bir destinasyon düğünü planlamaya çalışırken saat başı yarışır.

Mutsuz bir kadın olan Zeynep, planladığı gibi gitmeyen hayatından uzaklaşmaya karar verir ve vefat eden annesinin uzun zaman önce bir ev satın aldığı Hırvatistan’daki bir adaya gider. Tek amacı biraz huzur bulmak ve rahatlamaktır, ancak aynı evde yaşayan Josip’i hesaba katmamıştır.

Kısa bir süre önce Chicago Üniversitesi'nden mezun olan Wren Butler, ey yakın arkadaşı Lily ile Bali’ye gider. Burada yaşayan bir adamla tanışan Lily, ani bir evlilik kararı alır. Bunun üzerine Lily’nin ebeveynleri, kendilerinin 25 yıl önce yaptığı hayatı çocuklarının yapmasını engellemek için harekete geçer. Bu sırada düğün hazırlıkları için Bali’de kalan Wren de hayatının aşkı ile karşılaşır.

Malta’da, yıllardır süren bir geleneğe göre eğer bir ağabey rahip olursa; bu ağabeyin kız kardeşi de hayatını kiliseye adamalıdır. Bu geleneğin süregeldiği Malta’da yaşayan bir kadın olan Carmen (Natascha McElhone)’in ağabeyi, Carmen henüz genç bir kızken yerel bir kilisenin rahibi olmuş ve Carmen o yaşına rağmen hayatını kiliseye adamak zorunda kalmıştır. Her ne kadar ağabeyi kendisine baksa da aslında farkında olmadan burada bir esir hayatı yaşayan Carmen, bunu aradan geçen onlarca yılın ardından fark edecektir.
Şimdilerde 50’li yaşlarına gelen Carmen, günün birinde ağabeyinin hayatını kaybetmesiyle birlikte içinde bulunduğu bu esaret hayatının farkına varmış ve bu hayattan tamamen kurtulmaya karar vermiştir. Bunca yıldır yapabileceği ancak yapmadığı şeylerin pişmanlığıyla yaşayan Carmen, her ne kadar yaşı artık ilerlemiş olsa da; kendisinin de bir hayata sahip olduğunu fark edecektir. O günün ardından yıllardır görev aldığı kiliseyi terk eden Carmen, kendisini keşfedeceği umut dolu bir yolculuğa çıkacak ve bu yolculukta kaybettiği yılları telafi etmeye çalışacaktır.

Evliliğinde tutkuyu yitiren bir gazeteci, mesafeli ancak sevgi dolu eşi ile hayatına yeniden giren, kendisinden yaşça küçük eski erkek arkadaşı arasında bir seçim yapmalıdır.

Gelecek vadeden bir müzisyen olan Devon şizofreni hastasıdır ve kardeşi Nick’in bakımına muhtaçtır. Ancak Nick’in karısı Olivia hamile kaldığında ikisi Devon’ın evden ayrılmasını sağlar. Hayatı bir anda altüst olan Devon bu sırada gizemli bir kadın olan Lucy ile tanışır. Birlikte zaman geçirdikten Devon ve Lucy birbirlerine açık olur. Devon, sevdiği kadının kardeşi ile tanıştırmak ister ancak buluşma zamanı Lucy gelmez. Lucy’nin evde de olmaması üzerine Nick, Lucy’nin kardeşinin hayal ürünü olabileceğinden şüphelenmeye başlar. Akıl sağlığını kanıtlamak zorunda kalan Devon, bu sırada Lucy’nin yazdığı bir notu bulur; benimle Sydney’de buluş. Devon, sevdiği kadını bulmak için destansı bir yolculuğa çıkar.

Başarılı bir film yapımcısı Bollywood yapımı Romeo ve Juliett projesi için Hindistan'a gider ve burada aşık olur.

Zawe Ashton, Londra'nın en gözde bekarı Bay Malcolm'ın (Sope Dirisu) bir gelin için aradığı özellikler listesindeki maddelerden birini karşılayamayınca terk ettiği sosyete kadını Julia'yı canlandırıyor. Öfkeli ve aşağılanmış bir halde, arkadaşı Selina'dan (Freida Pinto), Bay Malcolm'ı mükemmel eşini bulduğuna inandırarak ondan intikam almaya yardım etmesini ister. Henry (Theo James) Selina'ya kur yaparak Julia'nın planını tehlikeye sokunca plan işe yarıyor gibi görünür. Ve beceriksiz Lord Cassidy'nin (Oliver Jackson-Cohen) bu dörtlünün işlerine burnunu sokmaya başlamasıyla, asla pürüssüz yürümeyen gerçek aşkın seyri gerçekten de kayalık bir hal alır. Ve Bay Malcolm mükemmel kadını mı yoksa mükemmel aldatmacayı mı bulmuştur, merak eder.

Penguen ve Rupert Thorne, yasa dışı silah satışlarına devam etmektedirler. İkilinin tüm planları, esrarengiz biri tarafından bozulur. Ama bu kez bu kişi, onları her defasında engellemeye kalkan Batman değildir. Siyah şövalye Batman, kendi yerine rakip olmaya çalışan bu esrarengiz kişiyi aramaya başlar...

Genç bir adam olan Mario (Andrew Bargsted), balıkçılık yaparak hayatını sürdürmektedir. Her ne kadar geçimini sağlayabilmek için bu işi yapıyor olsa da Mario, aslında bir gün yazar olabilmenin hayalini kuran ve aslında bu konuda oldukça da yetenekli olan bir adamdır. Bunu hayalini nasıl gerçekleştirebileceği konusunda hiçbir fikri olmayan Mario’un karşısına, günün birinde hiç beklemediği bir şey çıkar. Sürgün edilmesinin ardından Mario’un yaşadığı bölgeye gelen, ünlü yazar Pablo Neruda (Claudio Arredondo)’un postacısı olarak çalışmaya başlar.
Kısa süre içerisinde işine alışmasının yanısıra bu başarılı yazarla da son derece yakın bir ilişki kurmaya başlayan Mario ile Pablo, kısa süre içerisinde arkadaş olur. Bu sırada Beatriz (Vivianne Dietz) isimli kadınla tanışan Mario, aşık olduğu bu kadınla mektuplaşmaya başlar. Gün geçtikçe Beatriz ile daha da fazla mektuplaşmaya başlayan Mario, her ne kadar romantik bir adam olsa da; bir türlü düşüncelerini kağıda dökmeyi başaramamaktadır. Bunun ardından kötü niyetli olmasa da Neruda’ın sözlerini kendisininmiş gibi Beatriz’e yazmaya başlayan Mario, kısa süre sonra bunun sonuçlarıyla yüzleşecektir.

Hayatları boyunca birbirlerinin en iyi arkadaşı olan Uche ile Toyin, aynı karmaşık adama âşık olunca aralarındaki bağlılık sınanır ve üzücü bir gerçekle karşı karşıya kalırlar.

Bir lokantada görevli olan Amber'ın (Alison Brie) şirketi kendisini Floransa’ya bir tatile gönderince hayatı değişir.

Film, birbirlerine aşık olup, yeni bir ilişkiye başlayan bir çiftin hayatına odaklanıyor. Heyecanla bir ilişkiye başlayan çift, çok geçmeden kendilerini ailelerinin çatışan kültürleri arasında, toplumsal beklentiler ve kuşak farklılıklarıyla yüzleşirken bulurlar.

365 DNI (orijinal adı: 365 Days), 2020 yapımı bir Polonya erotik dram filmidir. Yönetmenliğini Barbara Białowąs ve Tomasz Mandes üstlenmiştir. Film, Blanka Lipińska'nın aynı adlı roman serisine dayanmaktadır ve başrollerde Michele Morrone (Massimo Torricelli) ve Anna Maria Sieklucka (Laura Biel) yer almaktadır.  film, Laura Biel adında genç bir kadının Massimo Torricelli ile olan tutkulu ve tehlikeli ilişkisinin etrafında döner. Massimo, Siciliyalı bir mafya lideridir ve Laura'yı kaçırarak ona "365 gün" içinde kendisine aşık olmasını emreder. Film, cinsel gerilim ve romantizm ögeleriyle dolu bir anlatıma sahiptir ve izleyiciyi çarpıcı sahnelerle etkiler.

Devlet, zombilerin beyin yeme ihtiyacını ortadan kaldıran cihazı yarattıktan sonra düzen, gelenekler ve maç öncesi buluşmalara odaklanan Seabrook Lisesi, Zombietownlı çocukların entegrasyonu için çalışmalıdır. İnsan ve zombi öğrenciler birlikte yaşamakta zorlanırken amigo kız Addison ile zombi Zed arasında filizlenen dostluk, liselerini ve topluluklarını bir arada tutabilecek güçtedir.

Zed ve Addison, Seabrook Lisesi öğrencilerinin başı olmaya devam eder fakat liseye bir grup gizemli kurtadam gelince işler değişir ve bu Zed ile Addison'ın arasının açılmasına neden olur.

En iyi arkadaşının son arzusunu yerine getirmek için, şiddetli kaygıları olan genç bir kadın, hayatını kurtarmak ve belki de aşkı bulmak için en büyük korkularıyla yüzleşir.

Simon küçük bir sahil kasabasının yetimhanesinde büyümekte olan çok özel bir çocuktur. Simon yine yetimhaneden çıkıp da kasabayı gezmeye başladığında kendisi gibi sekiz yaşlarında diğer çocuklarla tanışır. Bu çocuklardan bir tanesi de Thomas adındaki bir çocuktur. Thomas ve birkaç kişinin de bir arada olduğu bu sevimli grup kendilerine özel bir ekip kurarlar ve bu ekibin lideri de elbette Simon’dur. Simon ise bu ekibe girebilmenin tek yolunun avuç içini kesip kan akıtmak ve Simon’un onlara göstereceği bir sırrı da sonsuza dek saklamaktır. 
Simon ekibine kattığı bu yeni çocuklara daha önce hiç kimseye göstermediği bir özelliğini gösterir. Simon şekil değiştirme özelliğine sahiptir. Yani bir kere dokunduğu birinin görüntüsünü saniyeler içinde alabilmektedir. Bu olay ise ekip için olağan üstüdür. Yine günlerden bir gün Thomas ile Simon ormanda koşmaya ve oynamaya başlarlar fakat korkunç bir şey olur ve ikili kaybolur. Tüm kasaba ve yetimhane Simon ile Thomas’ı aramaktalardır ancak geride sadece Thomas bulunur. Thomas ise Simon’a ne olduğunu tam olarak bilmemektedir. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen Simon halen bulunamamıştır. Fakat Thomas ve Simon’un hikayesi henüz başlamamıştır! 

Noel arifesine hazırlanan İtalyan ailenin çocuğu Tony, eve yeni tanıştığı Beth'i getirir. Acaba Beth hayatının aşkı olabilecek midir? Geleneksel Yedi Balık Bayram’nın önemini filmde yer alan enfes yemeklerle gözler önüne seren, ziyafet tadında bir film.

II. Dünya Savaşı sırasında birçok çocuk bombalanmalar nedeniyle memleketlerinden tahliye edilerek çevre şehirlerde yaşayan insanların evine yerleştirilir. Tahliye edilen çocuklara bakanlardan biri de Alice adında bir kadındır. Alice, evine gelen çocuğa bakacağına söz verse de bir süre sonra ondan kurtulmak ister. Ancak çocukla zaman geçirip birbirlerini tanımaya başladıkça Alice, bu ilişkinin geçmişin sırlarını çözmenin anahtarı olduğunu fark eder.

Julie'nin hayallerindeki İtalya tatili, Verona'da kiraladığı villada sinir bozucu derecede çekici bir yabancının kaldığını öğrenmesiyle beklenmedik bir hâl alır.

Danimarkalı bir şef, babasından kalan mirası satmak için Toskana’ya gider. Burada tanıştığı bir kadın, hayata ve aşka bakışını kökten değiştirmesi için ona ilham verir.

Masum Célène, yeni okulunda popüler sörfçü Tristan'a aşık olabilir. Ama gerçekte, Tristan ve Instagram fenomeni Vanessa arasındaki acımasız bir bahsin nesnesi olduğu konusunda hiçbir fikri yok.

Madhya Pradesh’te bulunan, Neemuch isimli küçük bir kasabada yaşayan Meenu; yaşadığı kasabanın aksine futbolla hiç ilgisi olmayan genç bir adamdır. Neemuch’un en büyük eğlence kaynağının futbol olması ve Meenu’un bu kasabada yaşaması bu genç adam için her şeyi zorlaştırsa da, o bunlarla pek ilgili değildir. Meenu’un hayatı boyunca tek ilgi kaynağı sihirbazlık numaraları olmuştur. Ancak Meenu’un futboldan bu denli nefret etmesinin altındaki tek sebep onun futbola karşı olan zayıf yetenekleri değil, ailesini futbol nedeniyle trajik bir şekilde kaybetmiş olmasıdır. 
Meenu’un şimdilerde birlikte yaşadığı emekli bir futbolcu ve teknik direktör olan amcası Pradeep’in tek hayali, günün birinde Meenu’un babası için yerel bir futbol turnuvası olan Dhabolkar kupasını kazanabilmektir. Ancak Pradeep’in takımı bu kupa için pek umut vaat etmeyen, sürekli yenilen bir takımdır. Bu sırada Iccha isimli genç bir kıza aşık olan Meenu, her ne kadar onun kendisine karşı olan duygularının kendisininkiler gibi olmadığını bilse de; küçük sihir numaralarıyla onu etkilemekten bir gün bile vazgeçmemiştir. Fakat Iccha’nın ailesiyle birlikte kasabadan ayrılacağını öğrenen genç adam için artık her şey değişmeye başlar. Bunun ardından Meenu, onu kazanabilmenin tek yolunun amcasının takımına girerek Dhabolkar kupasını kazanmak olduğunun farkına varacaktır.