Gerilim Filmleri

Gerçek bir olaya dayanan filmde sıradan bir Kore-Gimpo iç hat uçuşu yolculardan birinin, Yong-dae'nin(Yeo Jin-goo), bombayla uçağı kaçırmasıyla talihsiz bir yola girer. Uçak korsanı, uçağın Kuzey Kore'ye, erkek kardeşinin yaşadığı yere götürülmesini ister. Kaptan (Sung Dong-il)ilk patlamada görme yeteneğini kaybetmiştir, yardımcı pilot Tae-in kaptan koltuğuna geçer ve hem yolcuların hem de kabin görevlisi Ok-soon'un (Chae Soo-bin)hayatını kurtarmak için mücadele verir.

Hedefteki Adam, Taliban tarafından kaçırılıp, rehin tutulan Güney Koreli vatandaşları kurtarmak için birlikte çalışan bir diplomat ile yerel Ulusal İstihbarat Servisi ajanının hikayesini konu ediyor. Bir grup Güney Koreli turist Taliban tarafından rehin alınır. Rehinelerin sorunsuz bir şekilde kurtarılmasını sağlamak için Koreli bir diplomat Afganistan'a gönderilir. Ancak tüm önlemler başarısız olur ve bir rehine öldürülür. Bu durum üzerine diplomat, hayatta kalan rehineleri kurtarmak için Ulusal İstihbarat Servisi ajanı ile birlikte çalışmak zorunda kalır.

Yunanistan’da gözlerden uzak, büyüleyici bir adada genç ve enerjik Alex, sahil kenarındaki şirin bir restoranda garson olarak işe başlar. Çekici Enrico’nun ilgisini hızla çeken Alex, kısa süre sonra, adada yıllardır yaşayan gizemli Amerikalı restoran müdürü Max’e gönlünü kaptırır. Mevsimler dönerken, turistlerin gelip gitmesiyle birlikte cinsel gerilimler de artar. Bu sırada Enrico, Max’in gölgelerle dolu geçmişine dair rahatsız edici ipuçlarını keşfetmeye başlar.

Allison bir bilgisayar programcısıdır. Erkek arkadaşıyla aynı evde yaşamaktadır. Birgün erkek arkadaşının onu eski karısıyla aldattığını öğrenip evden atar. Yalnız olmaya da dayanamayan Allison bir ev arkadaşıyla aynı evi paylaşmaya karar verir. Birkaç kişi ile görüştükten sonra Hedra ile tanışır ve anlaşıp aynı evde yaşamaya başlarlar. Hedra'nın ilginç tavırları ve ikisi arasındaki ilişki gün geçtikçe garip bir hal almaya başlar.

Takıntılı ve dengesiz kuzeni tarafından ailesinin öldürülmesinden sonra hayatı paramparça olan ve yeniden inşa etmeye çalışan Moira Cole'un hikayesi.

Uyuşturucu imparatorluğunu kaybeden Ferry Bouman, Brabant'ın yeraltı dünyasından uzakta huzura kavuşmuştur. Ta ki geçmişiyle yeniden yüzleşmek zorunda kalana kadar.

Gerçek bir olaydan uyarlanan filmde, 1973 yılında Roma’da 16 yaşındaki John Paul Getty’nin (Charlie Plummer) kaçırılması ile başlayan olaylar, anne Gail Harris’in (Michelle Williams) oğlunun multimilyoner büyükbabasından fidye parasını istemesi ve büyükbaba Getty’nin (Christopher Plummer) bunu reddetmesi ile gelişir. Serveti torunundan daha değerlidir ve kuruşunu kaybetmeye niyeti yoktur. Umutsuzca çırpınan Gail bundan sonra oldukça öfkeli ve saldırgan bir tutum içerisine girer ve gerçek sevginin karşısında zamana karşı bir yarış başlar.

Yas tutan bir kadının ıssız bir ormanda karşılaştığı katil, kendisine felç edici bir ilaç enjekte eder. Vücudu işlevini kaybederken, kadının ölüm kalım mücadelesi başlar.

Dominique, geçmişindeki karanlık anılardan sıyrılarak Güney Amerika’da yeni bir başlangıç yapmayı hedefleyen yetenekli bir suikastçıdır. Ancak, vardığı kasabanın şiddet ve yolsuzluk sarmalında olduğunu fark etmesi uzun sürmez. Polis ve mafyanın acımasız tehditleriyle kuşatılmış durumda kalan Dominique, ya kendi hayatını kurtarmak ya da olayların ortasında kalan masum bir aileyi korumak arasında zor bir seçimle karşı karşıya kalır.

Gizemli yaratıkların istila ettiği dünyada bir hafızasını kaybetmiş genç adam, kayıp kız arkadaşını bulmak için eksantrik bir hayatta kalma uzmanıyla iş birliği yapar. Lowell Dean'ın yazıp yönettiği filmde "Matrix" serisinin Trinity'si Carrie-Anne Moss ve Douglas Smith'i izliyoruz.

Issız bir adada mahsur kalan dört kişilik bir aile, geçmişlerinin açığa çıkmasıyla birlikte hayatta kalmakyapmaya çalışırken şok edici olaylarla dolu bir sarmalın içine sürüklenir.

Babası ve yeni ailesiyle birlikte gönülsüzce Alman Alpleri'ne taşınan Gretchen, garip sesler ve onu takip eden bir kadının korkutucu hayalleriyle boğuşurken yeni kasabalarının uğursuz sırlar sakladığını keşfeder.

Bir güney kasabası, acımasız bir seri katilin yarattığı dehşetle sarsılır. Katil yakalanamazken, kasaba sakinlerinden yerel yetkililere kadar herkes şüpheli konumuna düşer. Artan cinayetler ve derinleşen sırlar, kasabanın huzurunu yok ederken, baş dedektif de kendi geçmişindeki karanlık anılarla yüzleşmek zorunda kalır. Bu mücadele, hem adalet arayışını hem de kişisel bir hesaplaşmayı beraberinde getirir.

Rahip olan erkek kardeşinin şüpheli ölümünün ardından Grace, gerçekte ne olduğunu öğrenmek için İskoçya'daki Mount Savior Manastırı'na gider. Oraya vardığında cinayet ve kendi geçmişiyle ilgili rahatsız edici bir gerçeği ortaya çıkarır.

Polis Şefi Carter'ın on bir kadının cesedini bulmasının ardından FBI Özel Ajanı Petrovick, meşhur "Boneyard" cinayetlerinden sorumlu seri katilin profilini çıkarmak için görevlendirilir. Polis teşkilatı, narkotik teşkilatı ve FBI birbirine girerken karmaşık bir entrika ağı herkesi şüpheli haline getirir.

New York'lu evli bir polis memuru, koruması altına aldığı sosyete cinayet tanığına aşık olur. Bu ilginç ve karmaşık durum, hem onun evliliğini hem de mesleki kariyerini tehlikeye atan bir dizi olayın başlangıcını tetikler. Film, karakterler arasındaki bu elektriklenmeyi ve çatışmaları oldukça gerçekçi bir şekilde ele alıyor. Polis memurunun içsel çatışmaları ve duygusal dalgalarına tanık olurken, New York'un dinamik şehir manzarası da hikayeye mükemmel bir arka plan sağlıyor. Görev ve aşk arasında bocalayan bu karakterin hikayesi, izleyiciye hem dramatik hem de düşündürücü anlar sunuyor. Gerilim ve romantizm arasında gidip gelen bu yapım, seyirciyi baştan sona kendine bağlayacak bir kurguya sahip. Filmin sosyete tanığı olan karakteri ise, zengin iç dünyası ve çevresiyle nasıl bir çelişki içinde olduğunu gözler önüne sererek, hikayeye derinlik katıyor. Bu iki karakter arasındaki dinamikler, filmin önemli bir parçası olarak, izleyiciyi sonuna kadar merak içinde tutmaya yetiyor.

Travma sonrası stres bozukluğuna yakalanmış, geri dönen bir savaş gazisi, ağır silahlı eski askeri devrimcilerden oluşan bir grup herkesi rehin alınca, genç kız kardeşiyle birlikte Boston'daki Tobin Hatıra Köprüsü'nde mahsur kalır.

Hamile olan eşiyle birlikte evlerinde saldırıya uğrayan eski bir özel harekâtçı, kendini sorunlu geçmişiyle bağlantılı ölümcül bir insan avının ortasında bulur.

Chen Yutong, bir kız ortaokulu öğrencisidir ve okulda zorbalığa maruz kalmaktadır. Annesi Li Han, kızını bu zor durumdan kurtarmak için çaresiz kalmıştır çünkü çevresindeki herkes bu duruma kayıtsız kalmaktadır. Bu genel kayıtsızlık, daha da büyük bir şiddetin ortaya çıkmasına neden olur. Film, zorbalık teması etrafında dönerken, anne-kız ilişkisini de derinlemesine inceler. Chen Yutong'un okulda yaşadığı bu zorluklar, onun iç dünyasında derin yaralar açarken, annesi Li Han’ın yaşadığı çaresizlik ise aile içindeki gerilimi artırır. Olaylar, izleyicilere toplumsal bir sorun olan zorbalığın etkilerini ve bu gibi durumlarda insanların nasıl tepkisiz kalabildiğini güçlü bir şekilde gösterir. Film, seyirciyi Yutong'un yaşadığı zorbalığın boyutlarını anlamaya davet ederken, aynı zamanda sessiz kalmanın nasıl daha büyük sorunlara yol açabileceğini gözler önüne serer.

Nisan 1992 yılında Los Angeles'ta polis şiddeti nedeniyle bir dizi şiddetli ayaklanma meydana gelir. Bu kaosun ortasında eski bir mahkum, orada saklanan değerli platini çalmak için bir haydut çetesi tarafından işyerinde tehdit edilen oğlunu kurtarmak için zorlu bir mücadeleye girişir.

Kendi işini kurma ideallerini ve hayallerini gerçekleştirmek için farklı eğitimler alan Bahar'ın yolları, bir gün evli ve bir kız çocuğu sahibi olan Kadir ile kesişir. İkna yeteneği yüksek ve antisosyal kişilik bozukluğuna sahip olan Kadir, Bahar'ı birlikte yaşamaya ikna eder ancak Bahar'ın, Kadir ile eşi Filiz arasındaki çarpık ilişkiyi görmesi uzun sürmeyecektir.

Bir fabrika kapanmanın eşiğinde olduğunda, orada çalışan bir grup işçi duruma kayıtsız kalmayı reddediyor. Onlar, birlikte harekete geçmeye karar veriyorlar. Fabrikanın sahibine karşı bir eylem planı yapmaya başlıyorlar. İşlerini kaybetme tehlikesiyle yüz yüze gelen bu cesur insanlar, haksızlığa uğradıklarını ve daha iyi muamele hak ettiklerini düşünüyorlar. Ekip olarak, seslerini duyurabilecekleri yaratıcı yollar arıyorlar. Örgütleniyor, birbirlerine destek oluyor ve hakları için mücadele etmeye başlıyorlar. Bu süreçte, bir yandan fabrikanın kapılarını açık tutmanın yollarını araştırıyor, diğer yandan da tüm gözlerin üzerlerinde olduğu bu zorlu mücadelede dayanışma ve kararlılık sergiliyorlar. Onların bu kararlı tutumu, etraflarındaki diğer işçiler arasında da ilham kaynağı oluyor. Hep birlikte, belki de imkansız gibi görünen bir mücadeleye girişiyorlar.