Gerilim Filmleri

Güzel ve gözüpek gazeteci Polly Perkins (Gwyneth Paltrow) gizemli bir şekilde ortadan yok olan bilim adamlarının akıbetini araştırırken, kahraman pilot ‘Sky Captain’ Sullivan (Jude Law) New York’u istila eden dev robotlarla savaşıyor. İki eski sevgilinin biraraya geldiği bu dünyayı kurtarma macerasında ikiliye, karizmatik komutan Franky Cook (Angelina Jolie) ve teknik deha Dex (Giovanni Ribisi) eşlik ediyor.

Genç avukat Arthur Kipps, uzak bir kasabada yeni ölen bir müvekkilinin miras işlemlerini halletmek için yola çıkar. Fakat bu kasabada yolunda gitmeyen, bariz bir şekilde ters bir şeyler vardır. Kasaba, hayattayken hor görülen bir kadının hayaleti ile lanetlenmiştir...

Başarılı bir avukat olan David eşine sürpriz yaparak bi r ev satın alır..Ev çiftin hayallerindeki evdir..Muazzam büyük ve gösterişli...Fakat çiftin evle ilgili bilmedikleri bişey vardır..Dışarıdam mükemmel ve kusursuz görünrn bu ev içinde tehlike barındırmaktadır..Evdeki ilk gecelerinde tesadüfen çift bu tehlikeyi bulurlar..Evin duvarları  ve döşemeleri zulalanmış uyuşturucu doludur..İşte bu keşiften sonra Emma ve David için gerlim dolu saatler başlar..Çünkü evde yalnız degildirler ve birileri onlardan almak istedikleri şeyi almak niyetindedir..

Jessica Biel'in Cold Rock kasabasında görev yapan Julia isimli bir hemşireyi canlandırdığı film, kasabada yaşayan çocukların teker teker kaybolmasıyla başlıyor. Zamanla çocukları kaçıranın sırlarla dolu, esrarengiz, uzun boylu dev bir adam olduğu kulaktan kulağa yayılmaya başlıyor. Fakat Julia dedikodulara ve efsanelere değil, sadece gerçeklere inanan biridir. Bir dedektifle ortak çalışmaya başlayan ve bu gizemli adamın kimliğini ortaya çıkarmak için hayatını ortaya koyan Julia, aradığı cevabı bulabilecek ve kasabaya huzuru geri getirebilecek midir?  İşkence Odası (Martyrs) filminin yönetmeni Pascal Laugier'in başrolünde Jessica Biel'in yer aldığı yeni korkusu The Tall Man'de Jessica Biel'e Jodelle Ferland ve Stephen McHattie eşlik ediyor...

1965 yılında üç MOSSAD ajanının görevi, Nazi rejiminin savaş suçlulularını bulup ortadan kaldırmaktır. Aradan otuz yıl geçmiştir. Ukrayna'da eski bir Nazi kalıntısının olduğu ihbarı alınınca ajanlardan biri göreve çağrılır. Amacı kimlik değiştirerek olası şüphelinin gerçek bir Nazi olup olmadığını açığa çıkarmaktır.

New Orleans Polis Teşkilatı'nda çalışan Dedektif Sean Riley zor günler geçirmekte, bir yandan oğlunun ölümüyle bir yandan da başarısız evliliğiyle mücadele etmektedir Riley, genç Dedektif Will Ganz ile birlikte çalışmaya başlar Amaçları vahşice işlenmiş ve şehri çete savaşlarına sürükleyen bir dizi cinayeti çözmektir Araştırma ilerledikçe kendilerini hayal bile edemeyecekleri büyük bir tehlikenin içinde bulurlar.

Marangoz bir ailenin oğlu olan Eisenheim, aristokrat bir ailenin kızı Sophia'ya aşık olur; ancak sosyal konumları nedeniyle ilişkilerinin yasaklanması sonucu Avusturya'yı terk ederek dünyayı keşfe çıkar. Eisenheim15 yıl sonra ünlü bir illüzyonist olarak isim yapmıştır; ülkesine döndüğünde eski sevgilisi Sophie Avusturya-Macaristan veliaht prensi Leopold ile nişanlanmak üzeredir.

Üç lise öğrencisi genç, internet üzerinden gelen teklif üzerine bir kadınla buluşmaya giderler. Ancak gittikleri yerde onları büyük bir tehlike beklemektedir: Yaşayış tarzlarını onaylamadıkları insanlara ayinleri sırasında türlü işkenceler yapmakta olan gizli bir tarikat. Bu tarikat adeta bir ölüm kampı yaratmıştır. Tuzağa düşen gençlerin kurtulma çabaları bir dizi olayı tetikleyip, insanın içindeki kötülüğün sınırlarını teste tabi tutacak ve her şeyin bir kabusa dönüşmesine neden olacaktır.

Azizler geri döndü!MacManus kardeşler, babaları ile İrlanda'nın sessiz vadilerinde saklanmaktadır ve eski kanunsuzluklarından temizlenmişlerdir. Fakat herkez tarafından sevilen bir rahibin çete tarafından öldürülmesinin ardından kardeşler adaleti yerine getirmek için Boston'a kanlı bir savaş vermeye giderler.

MI5 memuru olan Johnny Worricker'ın patronu ve en iyi arkadaşı aniden ölür. Ölülerin geride bıraktıkları bir dosya teşkilatın güvenilirliğini tehdit etmeye başlar. Johnny, olayın ardındaki gerçeği öğrenmek için işe koyulur.

Kutsal Buda heykelinin başı, Ong-Bak, bulunduğu köyden çalınır ve halk bu hırsızlığın laneti ile sefalet içine sürüklenir. Zira, Buda heykelinin köye bereket getirdiğine ve köyü koruduğuna inanılmaktadır. Köy halkı genç Ting'i seçerek, Bangkok'a gidip heykelin başını köye geri getirmesi için görevlendirir. Ting bu zorlu görevde yer altı dünyasında ayakta kalmak için bildiği dövüş tekniklerini sonuna kadar kullanacaktır...

Armageddon ve Pearl Harbour filmlerinin yönetmeni Michael Bay bu sefer de karşımıza bir distopya filmiyle çıkıyor. 21. yüzyılda ütopik bir toplum... Filmin kahramanı Lincoln ve toplumun diğer üyelerinin tek amacı büyük çekilişi kazanıp, "ada"ya gitmektir. Bu umutla hayatına devam eden genç adam günün birinde olan biten her şeyin bir düzmece olduğunu öğrenir. Lincoln ve diğerleri, aslında dış hayattan soyutlanmış olarak yaşayan klonlardır. Ve yaşatılma amaçları, klonları oldukları insanların yedek parçaları olarak varolmaktır. Günün birinde sağlığı bozulacak olan gerçek sahiplerine organ sağlamaktan başka varoluş amaçları yoktur. Hasat zamanının yaklaştığını ve eninde sonunda sıranın kendisine de geleceğini bilen Lincoln, yaşadığı yerden kaçmaya ve yaratıcılarıyla yüzleşmeye karar verir.

Bir grup genç bir araya gelerek Paintball oynamak isterler. Ancak gittikleri yerde onları bir sürpriz beklemektedir. Esrarengiz bir adam ortaya çıkar ve onlara gerilim dolu dakikalar yaşatır. Basit bir oyun gençlerin bir anda hayat mücadelesi verdikleri bir savaşa dönüşür.

Teknoloji ve bilgisayar dunyasi…bilgisayar konusunda uzman genclerin bir bilgisayar oyunundan kendilerini nasil bir gercek savasin icinde bulmalari konusu…ve sonunda bilgisayari durdurmalari vs…..yapilan yanlisliklar dunyayi kaosa surukleyebilir olayi….

Uzakdoğu tarzı etkileyici bir intikam filmi. Kült filmlerden hoşlananlar ekran başına!  Kör bir adam kendisini kör eden ve ailesini de yok eden psikopatı bulmak üzere harekete geçer.Kült filmlerden hoşlananların seveceği yapım, spagetti western türüyle samuray yapımlarını buluşturuyor.

Connie Sumner, kocası ve oğluyla mutlu bir yaşantısı olan bir kadındır. Bir gün iş için New York'ta bulunduğu sırada rüzgar yüzünden dengesini kaybeder ve düşer. O sırada orada bulunan genç kitapçı Paul Martel, kadına yardım eder ve dizindeki yaraya pansuman yapmak için evine davet eder. Connie, genç adamın evinde çok kısa bir süre geçirir ve hemen evine döner. Bu olayın, kocası Edward ile olan ilişkisi için bir test olduğunu düşünmektedir. Ancak bir süre sonra genç adamın dairesine tekrar gider; olaylar artık kontrolden çıkmıştır...

Çalışmadığından dolayı kapılarını müşterilerine kapatmak üzere olan eski bir otelde çalışan yirmili yaşlarda, görmüş geçirmiş bir kadın olan Claire ve yalnız bir bilgisayar delisi olan Luke otelin son kalan görevlilerdir. Luke ve Claire bu otelde daha önce kendini asarak öldüren bir kadının hayaletinin olduğuna inanmaktadırlar ve bunu ispatlamaya kararlıdırlar. Bu arada mesai günlerinin sonu yaklaşırken, sonradan psişik olan eski TV yıldızı Leanne Rease-Jones ve 353 numaralı odada kalmakta ısrar eden yaşlı bir adam gibi ilginç müşteriler otele giriş yaparlar. Garip olaylar birbirini takip ederken hem Claire hem de Luke neye inanıp neye inanamamaları gerektiğine dair önemli bir karar vermek zorunda kalacaklardır.

Bir üretim tesisinden kaçan robot askeri yakalamak için, onu üreten bilim adamları ve şerif işe koyulurlar…

Robocop'u yaratan acımasız şirket imparatoru, onun haberi olmadan şehri ele geçirip, orijinalinin yerine daha yeni, büyük ve güçlü bir versiyonu olan Robocop 2'yi geliştirmek ister. Bu ilk devam filminde, Robocop bir uyuşturucu çetesiyle ve filme adını veren yaratıkla savaşıyor - yani kendisinin güya gelişmiş ve kontrolden çıkmış bir versiyonuyla.

Artık kasabada yeni bir kanun adamı var. O yarı insan yarı makine! "Temel İçgüdü"nün yönetmeninden, yüksek teknoloji ürünü, adalet için savaşan bir polisin maceralarını anlatan muhteşem bir bilim kurgu klasiği. İyi ve başarılı bir polis görev sırasında bir patlamaya maruz kalır. Yeni bir buluş üzerinde çalışan bilim adamları ve doktorlar bu polisi Robocop adında durdurulamayan suç savaşcısı bir cyborg haline getirir...

Bir cinayet masası dedektifi olan Jack Verdon (Ray Liotta), bir seri cinayeti soruştururken FBI onun bütün kurbanlara olan yakınlığını ortaya çıakrır ve ana şüpheli haline gelir.

Genç bir fotoğrafçı olan Tun ve kız arkadaşı Jane, arkadaşlarıyla çıktıkları bir yemekten dönerken karanlık yolda yürüyen bir kıza arabalarıyla çarparlar. Panik yapan ve ne yapacaklarını bilemeyen ikili, yaralı kıza yardım etmeden olay yerinden kaçarlar...  Bir yandan da kıza ne olduğunu merak eden çift ertesi gün gazetelere baktıklarında olayla karşılaşmazlar. Kıza birşey olmadığını varsayan ikiliden Tun, çektiği fotoğraflarda gizemli gölge ve şekillerin bulunduğunu fark eder.  Jane de bir süre sonra benzer tuhaflıklarla karşılacaktır. Bunun çarptıkları kızın hayaleti olabileceğini düşünen çift, o gece yemekte beraber oldukları arkadaşlarının ardı ardına intihar etmesi ile bir başka gerilim boyutuna geçerler...

Cole is a likeable regular guy. Except that ever since he witnessed a gruesome murder-suicide, things haven't been quite right. His wife left him, he is tormented by hallucinations and his career has nosedived into a blue collar job with a carpet cleaning service. Just when it seems his life has reached bottom, Cole is called out on an all-night cleaning job in an Italianate mansion far from the city. For company he has Henry, the rich, condescending homeowner who seems to take sadistic pleasure in letting Cole think he has just murdered his wife. A reddish stain on the carpet, a knife hacking into baked rabbit, a cell phone that won't stop ringing - does it add up to murder or is Cole losing his last handhold on his fragile sanity? Kinetic camerawork and a playfully ominous sound design ensure that this hair-raising black comedy will keep us guessing until the very last shot.

Zengin bir iş adamı kaçırılır ve kötü şartlar altında tutulur. Fakat bu olay sadece bir başlangıçtır.. Stanislaff Graff zengin bir iş adamı. Evli, ayrıca bir sevgilisi de var ve paranın sahip olabileceği her şeye sahip. Günün birinde limuzininden alınarak kaçırılıyor. Kaçıranlar adamı son derece kötü şartlar altında tutuyorlar ve fidye bedeli olarak yüksek bir para talep ediyorlar. Bu arada dışarıda adamın gizli hayatı küçük çaplı bir olay yaratmıştır.