Gerilim Filmleri

Eski bir kompülsif kumarbaz olan Nick Wild bu alışkanlığını bırakıp yeni bir hayata başlamaya karar verir. Güvenlik görevlisi ve koruma olarak çalışmaya başlar ve hayatını sadece bu şekilde kazanır. Tek prensibi ise asla silah ya da benzeri bir mekanizma kullanmamaktır. Fakat yakın bir arkadaşı azılı bir çete tarafından ölesiye dövüldüğünde prensiplerini yeniden düşünecek ve intikam planları kurmaya başlayacaktır.  Simon West'in yönetmenliğini yaptığı film William Goldman'ın romanından bizzat kendisi tarafından sinemaya uyarlandı. Filmin başrollerinde Jason Statham, Sofía Vergara ve Milo Ventimiglia yer alıyor.

Bir belgesel yapımcısı olan Erica Shaw, inzivaya çekilmiş, ölmek üzere olan milyoner Campbell Bradford hakkında belgesel yapmak üzere işe alınır. Campbell'ın geçmişi gizemle örtülüdür ve Shaw onun hakkında araştırma yaptıkça memleketinin gömmek istediği şok edici sırları ortaya çıkarır.

Satürn'ün uydusu Titan'a yıllar süren, muhtemelen tehlikeye atılmış bir göreve çıkan elit üç astronotun hikayesini konu ediyor. Ekip, onları Titan'a veya derin uzaya fırlatacak olan oldukça tehlikeli bir sapan manevrasına hazırlanırken, bir astronotun gerçeklikle bağını sürdürmesi giderek zorlaşır.

CILT BAKIMI adlı film, yıldızların yüz bakım uzmanı Hope Goldman'ı (Elizabeth Banks)ele alıyor. Hope, birinin onun hayatını mahvetmeye çalıştığına ikna olduğunda, hayatı kaosa sürüklenir. Kendi cilt bakım ürün serisini piyasaya sürme hazırlığındayken, bir rakibin tam karşısına yeni bir cilt bakım kliniği açmasıyla her şey alt üst olur. Bu, Hope'un Hollywood'un parlak ışıklarından Los Angeles'ın karanlık ve tehlikeli dünyasına doğru sürüklendiği bir olaylar zincirini başlatır.

Acımasız bir okul müdürünün karısı ve metresi, onu öldürmek için dikkatlice planlanmış ve uygulanmış bir plan için iş birliği yapar. Plan, stratejik olarak atılan ceset ortadan kaybolana kadar iyi gidiyor. Emekli bir polis müfettişi, adamın ortadan kayboluşunu bir hevesle araştırmaya başlayınca, iki kadın psikolojik baskı altında kalmaya başlar.

Juan Rulfo'nun çığır açan romanından uyarlanan bu filmde bir adam, şiddetin ve hüsrana uğramış bir aşkın gölgesindeki bir şehirde babası Pedro Páramo'yu arar.

Genç bir borsacı, Mafya'nın kontrolündeki bir Wall Street firmasında çalışırken ihanete uğrayarak altı yıl hapis cezasına çarptırılır. Hapisten çıktığında ise tek düşündüğü şey intikamdır. Film, genç adamın hem duygusal hem de fiziksel olarak nasıl bir dönüşüm geçirdiğini etkileyici bir şekilde ele alıyor. Zira hapis yılları onu sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda bir strateji ustası olarak da biçimlendirir. Özgürlüğüne kavuştuğunda, eski dostlar ve düşmanlarla karşılaşması kaçınılmaz olur ve her karşılaşma onu intikam hedefine bir adım daha yaklaştırır. Film, izleyiciyi sadece aksiyon dolu sahneleriyle değil, aynı zamanda karakter derinliği ve duygusal çekişmeleriyle de sürükler. Borsa dünyasının karanlık koridorlarında geçen bu hikaye, adalet, ihanet ve intikam üzerine kuvvetli mesajlar verir. Ancak film, aynı zamanda affetmenin ve ikinci şansların değerini de sorgulatır. Yönetmenin bu karmaşık duyguları ve temaşayı nasıl işlediğine hayran kalmamak elde değil. Bu film, sadece bir intikam hikayesi değil, aynı zamanda bir yeniden doğuş öyküsü olarak da izleyicilere sunuluyor.

Bring Him To Me, acımasız bir mafya babası için çalışan yumuşak huylu bir sürücünün hikayesini konu ediyor. Şiddetli bir soygundan sadece bir hafta sonra genç adamdan, yalnızca "Yolcu" olarak bilinen genç ve hiçbir şeyden haberi olmayan yeni bir mürettebat üyesini alması istendiğinde vicdanı sınanır. Yolcunun bilmediği şey doğrudan bir pusuya sürüklendiğidir. Sürücü, bu uzun yolculuk boyunca patronuna olan sadakati ve kendi ahlakıyla yüzleşmeye zorlanır.

Bir profesör ile yetenekli öğrencisi arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Yetenekli bir genç yazar ve profesörü ikisini de giderek karmaşıklaşan bir ağın içine sokan bir proje için görevlendirince, yaratıcı bir yolculuğa çıkar. Çizgiler bulanıklaşırken ve hayatları iç içe geçerken, profesör ve öğrencisi, bireysel amaç duygularını ve en değer verdikleri şeyleri korumaya çabalarken en karanlık benlikleriyle yüzleşmek zorundadır.

Baron, yakın zamanda hapse atılmıştır. Burada, firar konusunda bilgi ve deneyim sahibi hücre arkadaşı Otis ile dostluk kurar. Hapishaneden kaçış planları, bu yeni arkadaşlık sayesinde farklı bir boyut kazanır...

10 Rillington Place'teki kadınlara ne oldu? Bu soru, İngiltere'nin en ünlü seri katillerinden biri olan John Christie'nin kan donduran hikayesinin odağında yer alır. Christie, çoğu suçunu Londra'nın Notting Hill bölgesinde bulunan bu meşhur teraslı evde işlemiştir. Bu film, John Christie'nin cinayet serisini ve bu süreçte yaşanan adaletin yanlış uygulanmasını etraflıca ele alıyor. Kurbanlarının çoğunu, evinin gizli köşelerinde acımasızca öldürmeden önce, güvenini kazandığı kadınlar arasından seçmiştir. Özellikle trajik olan, masum bir adamın - Timothy Evans'ın - bu suçlar nedeniyle idam edilmesidir. Evans, karısı ve küçük kızının ölümü ile haksız yere suçlanmış ve yaşamı sona erdirilmiştir. Film, bir yandan bu talihsiz adalet hatasının acı sonuçlarını gözler önüne sererken, diğer yandan Christie'nin gerçek yüzünü ve psikopat zihnini keşfetmeye çalışıyor. 10 Rillington Place'teki bu dehşet verici olaylar, izleyiciyi hem suçun karanlık derinliklerine çekiyor hem de adalet sisteminin ne denli savunmasız olabileceğini sorgulamak zorunda bırakıyor. Film, gerçek olaylardan yola çıkarak izleyiciye gerilim dolu anlar yaşatıyor.

Kronoloji, bir çiftin hayatına odaklanıyor. Hakan ile Nihal, dışarıdan bakılınca mutlu bir evliliğe sahip oldukları görülen bir çiftir. Ancak Nihal'in ansızın ortadan kaybolması, çiftin ilişkilerinin de düşünüldüğü kadar sorunsuz olmadığını ortaya çıkarır. Polis ile birlikte karısını aramaya çalışan Hakan, bu süreçte ilişkileri ile ilgili gerçeklerle yüzleşmeye başlar.

Bir baba, kızı Emma konusunda her şeyin kontrolü altında olduğunu sanar. Bir gün okulda trajik bir kaza gerçekleştiğinde kızı hakkında bildiği her şeyi sorgulamaya başlar. Emma’nın olaydan sonraki davranışlarının bir rol olup olmadığını ve olaya karışıp karışmadığını düşünür. Tuhaf şeyler olmaya devam ettikçe, kızını korumak için korkunç bir sır tutmak zorunda kalır.

Eski bir New York Times muhabiri olan David ve garip yeni komşusu Robert kazara bisikletiyle bir kıza çarptığında kabus gibi bir akşam yaşanır. Vızıldayan ve kafası karışan David, Robert'ın kariyerini korumak için onu olay yerinden kaçmaya ve kızı ölüme terk etmeye ikna etmesine izin verir. Robert pişmanlık duymuyor ve dostluk adına sırrı korumak için ağza alınmayacak şeyler yapıyor. Artık polis vur-kaç katilinin peşine düştüğü için, David'in yerel gazetesi onu ölen kızın kız kardeşi Vanessa ile tanıştığı hikayeyi aktarması için gönderdiğinde işler kontrolden çıkmaya başlar. Koşullara ve kız kardeşinin katilini bulma konusundaki derin arzusuna rağmen, ikisi hemen romantik bir bağ kurar, bu da David'i şaşırtır ve peşini bırakmaz, Robert'ı yeni arkadaşını kendine saklamak için acımasız adımlar atmaya iter.

On altı yaşındaki Hildegart kadın cinselliği konusunda uzmandır ve İspanya'nın 1930'lardaki en parlak genç beyinlerinden biridir. Annesi onu geleceğin ideal kadını olarak şekillendirmiştir. Ancak Hildegart dünyayı deneyimlemeye ve bu sıkı kısıtlamalara karşı çıkmaya başlayınca annesi onun kopup gitmesini önlemek için her şeyi yapacaktır.

Okyanuslar kaybolduğunda, yüzeyde kalan tek şey tehlikedir. Julia ve sevgi dolu kocası, okyanusun ortasındaki teknelerinde oğullarının doğum gününü kutlarlar. Ancak şiddetli bir fırtına neredeyse onları alabora ettiğinde, aile uyandığında kendilerini ıssız topraklarda bulur. Dünya trajik bir değişim geçirmiş ve okyanuslardan su çekilmiştir. Julia, uçurumdan aç yaratıkların taze et avlamak için ortaya çıktığı bir dünyada çocuklarını kurtarmak zorundadır.

Ölümcül bir süper silahı piyasaya sürmeyi planlayan bir silah tüccarını durdurmak için görevlendirilen keskin nişancı Brandon Beckett ve Ajan Zero, Costa Verde'de seçkin bir asker grubuna liderlik eder. Acemi bir keskin nişancıyı da ekibe dahil eden Beckett, emir almaktan ziyade emir verme sorumluluğuyla yüzleşirken, azalan zaman ve cephane karşısında ekibiyle birlikte hayatta kalma mücadelesi verir.

Daha iyi bir yaşam umuduyla Bogotá'ya taşınan Koreli genç bir adam, Kolombiya karaborsa âleminde yükselirken başarıya ulaşabilmek için büyük riskler alır.

Genç bir gizli muhbir tehlikeli bir gizli operasyona gönderilir. Uyuşturucuyla Savaş'ın savunmasız piyadelerine, polis için çalışmaya zorlanan genç suçlulara dair sınır tanımayan bir bakış.

Bobby Cooper Las Vegas'ta kumar borçları olan işe yaramaz bir adamdır. Borçlarını ödeyebilmek için eski model Ford Mustang'iyle çıktığı yolculuk esnasında aniden bir kaza geçirir. Bu ıssız Arizona topraklarında gördüğü ilk benzin istasyonuna tamir için uğrayan Cooper, arabasının tamir edilmesini beklerken bu kasabada yaşayan ilginç insanlarla karşılaşır. Kasaba halkının ilginç tavırları anbean daha da tuhaflaşmaya başlar. Özellikle Jack ve Grace çiftiyle tanıştığında işler çığırından çıkar.

"Joker: Folie à Deux," Türkçe adıyla Joker: İkili Delilik, 2024 yapımı aksiyon, dram ve müzikal türünde bir devam filmi. Todd Phillips'in yönetmenliğinde çekilen film, 2019'da vizyona giren ve büyük başarı elde eden Joker filminin devamı niteliğinde. Başrolde yine Joaquin Phoenix, Arthur Fleck karakterine hayat veriyor. Ona Harley Quinn rolüyle Lady Gaga eşlik ediyor. Ayrıca Brendan Gleeson, Catherine Keener, Zazie Beetz ve Steve Coogan da önemli rollerde yer alıyor.  Joker olarak kimliğine büründükten sonra Arthur'un, Arkham Akıl Hastanesi'nde yaşadığı süreç ve içsel mücadelesini merkeze alıyor. Bu zorlu dönemde Harley Quinn ile tanışması, ona hem romantik bir bağ hem de sanatsal bir keşif sunuyor.​  Film 4 Ekim 2024'te vizyona girdi ve IMDb puanı şu an 8.0 civarında. Yönetmenliğini Todd Phillips üstlenirken, senaryo Todd Phillips ve Scott Silver'a ait.

Londra'da gerçekleşen bir soygunun ardından, Jack'in hayatı alt üst olur. Babası acımasızca öldürülür ve soygundan elde edilen tüm para ortadan kaybolur. Bu trajik olay, Jack'i derinden sarsar ve onu intikam ateşiyle tutuşturur. Babasına duyduğu sevgi ve adalet arayışı, Jack'i tehlikeli bir yolculuğa sürükler. Londra'nın karanlık yeraltı dünyasında intikam peşinde koşarken, her köşe başında farklı tehlikeler ve engellerle karşılaşır. Jack, bu karmaşık olaylar zincirinin ardındaki gerçek suçluları bulmak ve adaleti sağlamak için kendini bu karanlık maceranın içine atar. Film, gerilim dolu sahneleri ve sürükleyici hikayesiyle izleyiciyi ekran başına kilitlerken, Jack'in adalet arayışındaki kararlılığını etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor. Oyunculuklar ve atmosfer, izleyiciyi hikayenin içine çekerken, Jack'in yaşadığı duygusal çalkantılar oldukça derin bir şekilde işleniyor. Bu film, suç ve dram türünde etkileyici bir yapım olarak izleyicilere gerilim dolu anlar vaat ediyor.

Gerçek bir olaya dayanan filmde sıradan bir Kore-Gimpo iç hat uçuşu yolculardan birinin, Yong-dae'nin(Yeo Jin-goo), bombayla uçağı kaçırmasıyla talihsiz bir yola girer. Uçak korsanı, uçağın Kuzey Kore'ye, erkek kardeşinin yaşadığı yere götürülmesini ister. Kaptan (Sung Dong-il)ilk patlamada görme yeteneğini kaybetmiştir, yardımcı pilot Tae-in kaptan koltuğuna geçer ve hem yolcuların hem de kabin görevlisi Ok-soon'un (Chae Soo-bin)hayatını kurtarmak için mücadele verir.