Filmler

Genç bir çiftin romantik kamp kaçamağı akıl almaz bir yaşam mücadelesine dönüşecek! Sam ve Ian şehir hayatından bunalıp gözden uzak bir plajda hafta sonunu geçirmeye giderler. Önce terk edilmiş bir kamp alanına rastlarlar ardından da yapayalnız bir çocuğa. Çocuğun travmatik bir olay geçirdiği her halinden bellidir. Ne olduğunu anlayamadan kana susamış iki psikopat çıkagelir ve ortalık karışır.

1951 yılında, New Jersey’den gelen, işçi sınıfına mensup olan Marcus Messner Yahudi bir öğrencidir ve Yahudi inançlarına uygun kasaplık yapan mütevazı bir babanın oğludur. Marcus, küçük ve muhafazakâr Ohio kolejinde okumak için evden ayrılır. Kolejde anti-Semitizm, cinsel baskı ve devam eden Kore Savaşına karşı mücadele eder. Burada Marcus kendini bulacaktır. “Indignation” filmi, Philip Roth’un 2008 yılında yayınlanan romanından uyarlanmıştır.

Kabil'in soyundan gelen insanoğlu, kuşaklardır Yaradan'ın çizdiği iyilik yolundan sapmış, dünyanın tüm güzelliklerini ve nimetlerini sonuna kadar emip tüketerek yeryüzünü yaşanmaz hale getirmiştir. Dahası bir parça et için her türlü ahlaksızlık, hırsızlık, cinayet ve kaos normal hale gelmiştir. İnsanlığın bu sefil hali karşısında Nuh rüyasında, Yaradan'ın kendisini yaşanacak büyük bir tufana karşı uyardığını görür. Yaradan ondan büyük bir gemi inşa etmesini ve yeryüzünde yaşayan tüm hayvan cinslerinden bir çift almasını emreder. Bu gemi aynı zamanda ailesinin de tek kurtuluşu olacaktır. Tufanın yaklaşmakta olduğunu öğrenen sapkın insanoğlu ise geminin içine girmek için Nuh'a karşı saldırıya geçecektir....

Nitram, 1990'ların ortalarında annesi ve babası ile birlikte Avustralya'nın banliyölerinde yaşayan genç bir adamdır. Asla uyum sağlayamadığı için tecrit ve hüsran dolu bir hayat yaşayan Nitram, beklenmedik bir şekilde münzevi bir mirasçı Helen ile arkadaş olur. Ancak bu ilişki trajik bir sonla karşılaştığında ve Nitram'ın yalnızlığı ve öfkesi büyüdüğünde, felakete yol açan olaylar yaşanmaya başlar.

Niloya ve en yakın arkadaşları her zaman bir süper gibi olmaya özenirler. Ve bu yüzden de sık sık en sevdikleri oyun olan süper kahramancılık oyununu oynarlar. O gün de yine kendilerine basit kostümler ve makyajlar yapmış, köyde koşuşturarak bu oyunu oynamaktadırlar. Tüm gün boyunca çevrede ve doğada gördükleri her şeye karşı, bir kahraman gözüyle bakarak kurtarmaya çalışırlar.

Madagaskar üzerinde Noel baba ve geyikleri, mükemmel dörtlü ve kral Julien sayesinde kaza geçirir. Kazadan sonra noelin yarım kalmasını istemeyen Alex, Marty, Gloria ve Melvin hediyeleri tüm dünyaya dağıtmak için yola çıkarlar...30 dakika kısa metraj filmdir.

Step dans ustası olan Mumble'ın bir problemi var: küçük oğlu Eric'in koreografi fobisi. Bu yüzden dansa isteksiz olan Eric evinden ve yakınlarından kaçarak uçabilen ilginç karakterli penguen Sven ile karşılaşıyor. Mumble’ın, oğlunun karizmatik yeni rol modeliyle yarışta pek de şansı yok gibi görünüyor. Güçlü kuvvetlerin dünyayı sarsmasıyla işler daha da kötüye gidiyor. Mumble, her şeyi tekrar yoluna koymak için penguen birliklerini ve küçük kerevitlerden dev ayı balıklarına birbirinden farklı ve çeşitli yaratıkları bir araya getirince Eric babasının güç ve cesaretini anlıyor.

Max, yaşıtlarından çok farklı bir çocuktur. Sporla değil sihirle ilgilenir, hoşlandığı kız, okulun en popüler kızı Traci'dir ve onunla tek kelime bile konuşamamaktadır, ve en önemlisi de hayaletlerle konuşabiliyordur. Bir gün evlerine iki tane hayalet dadanınca önce bir sorunu olduğunu düşünür. Ama hayaletler onunla bir anlaşma yapacaktır. Eğer Max onlara, ailelerinin kaybolmasının gizemini çözmekte yardımcı olursa, onlar da Max'i okulun en popüler çocuğu yapacaklardır

Yıldız bir oyun kurucu olan LeMarcus James ve takım arkadaşı Emmett Sunday, kolej futbolu ulusal şampiyonluk maçından üç gün önce, okulları için bedenlerini ve sağlıklarını tehlikeye atan öğrenci-sporculara eşitlik, saygı ve adil ücret sağlanana kadar rekabet etmeyeceklerini bildirerek grev çağrısında bulunur. Milyarlarca dolar tehlikedeyken baş antrenörleri ve onların çeşitli paydaşlar, geçerli üniversite atletizm sistemini korumak veya yok etmek için zamana karşı savaşmak zorunda kalır.

"My Beautiful Broken Brain" adlı şahane film, beyin kanaması sonrasında kişisel bir yolculuğa çıkan 34 yaşındaki Lotje Sodderland'ın beyninin derinliklerine, kompleksitesine, hassasiyetine ve mucizesine dair bir destan niteliğinde bir anlatı sunuyor. Lotje, bilincini kaybettiğinde, kendisini tamamen yabancı bir dünyada buldu. Kelimelerin anlamları kaybolmuş, duyusal algısı ise tanınmayacak şekilde değişmişti. Bu zorlu gerçekliğe uyum sağlamaya çalışırken, beyin fonksiyonlarının yeniden kazanılıp kazanılamayacağına dair umutsuz bir arayışa girdi. Ancak, bu film sadece bir kişinin hayatındaki mücadeleyi anlatmıyor. Aynı zamanda, beyin fonksiyonlarının yeniden kazanılması için yapılan öncü bilimsel araştırmaların gerçek hikayesini de sunuyor. Bu bilimsel çalışmalar, beynin nöroplastisitesini ve yenilenme kapasitesini keşfetmek için yapıldı ve sonuçları tahmin edilemeyen bir deneyim sunuyor.

Uzun zamandır bekledikleri Avrupa gezisine çıkan New Yorklu polis ve kuaför karısı, bir milyarderin yatında işlenen şaşırtıcı bir cinayeti çözmek için çabalar.

Kendi dedektiflik ajanslarını kuran Nick ve Audrey Spitz, milyarder arkadaşları kendi düğününden kaçırılınca, kariyerlerini değiştirecek bir davaya girerler.

Lily, kabuslarının erkeğini arayan 150 yaşındaki tipik bir aşık vampirdir - ta ki gözlerini altın kalpli 2 metrelik yeşil bir deney olan Herman'a bakana kadar. Bir Transilvanya romantizminde bu iki gulyabani dişlerini birbirine atarken ilk şokta aşktır. Ne yazık ki, Lily'nin babasının sevgili kızının geleceği için başka planları olduğundan ve bu planlar onun yeni beceriksiz sevgilisini içermediğinden, mezarlıkta her şey yolunda gitmez.

Mısır’da, yeraltında 3000 yıllık bir mumya şehri vardır. İmparatorluk emri ile Prenses Nefer, Thut ile evlenmek zorundadır. Ancak, her ikisi de aslında evlenmek istemezler; Nefer özgürlüğüne düşkündür, Thut’un da bağlılığa alerjisi vardır. Tanrıların istekleriyse kaçınılmazdır; Thut, sadece yedi gün içinde Nefer ile evlenmek zorunda kalacak ve düğüne Firavun’un kendisine verdiği kadim yüzüğü getirecektir.

Yıl 1935. Rick O'Connell ve Evelyn, ilk filmden 10 yıl sonra, evlenmiş ve artık 9 yaşında bir oğulları olan Alex ile Londra'da yaşamaktadır. Ancak Imhotep'in mumyalanmış bedeni Londra'daki bir müzeye nakledildiğinde, efsane bir kez daha dehşet saçmaya başlar. Bu kez, Imhotep'in karşısında daha güçlü bir ruh olan Akrep Kral da bulunmaktadır. İki gizemli varlığın çarpışmasına sahne olan dünyanın kaderi bir kez daha O'Connell ailesinin ellerindedir.

Yüksek profilli bir kovulmanın ardından, Jenna'nın moda kariyerine geri dönüşü, çekici, çok daha genç bir iş arkadaşına aşık olunca bir engelle karşılaşır - ki bu da patronunun oğludur. Kıvılcımlar uçuşurken Jenna, gizli bir aşk için her şeyi riske atıp atmayacağına karar vermelidir.

Muhteşem Maurice, şehirde hayatına alışık serseri bir kedidir ve para kazanacağı bir düzenbazlık planı vardır. Bunun için bulduğu şapşal kavalcıyı ve kavalcıya ait bir fare sürüsünü kullanacaktır. Planını uygulayacağı “Kötü Şans” kasabasına vardıklarında onları büyük bir sürpriz beklemektedir.

Bu belgesel, okyanus bilimci Sylvia Earle'nin okyanusları aşırı avlanma ve zehirli atık gibi tehditlerden kurtarmak için yürüttüğü kampanyayı takip ediyor.

Olağanüstü bir buluşmanın ardından, romantik bir kadın, yeni tanıştığı bir adamı bulmak için sosyal medyayı kullanmaya karar verir. Bu karşılaşma onun için çok önemlidir ve aşka dair umutlarını artırmıştır. Uygulama aracılığıyla, kadın potansiyel eşleşmelerle iletişim kurmaya başlar. Ancak her buluşma, onu gerçekten aradığı şeyi sorgulatır. Bu duygusal yolculukta, kadın kendi duygularını ve arzularını keşfetmeye başlar. Onun arayışı sadece bir ilişki değil, aynı zamanda kendini tanıma ve gerçek mutluluğu bulma çabasıdır. Belki de gerçek aşk, beklemediği bir yerde ve beklemediği bir şekilde ona ulaşacaktır. Teknolojinin sunduğu imkanlara rağmen, gerçek aşkı bulmanın yolunun kalbin sesini dinlemekle ve doğru zamanda doğru yerde olmakla ilgili olduğunu hatırlar. 

Genç bir kadın olan Mira, günün birinde kendisini son derece garip bir durumun ortasında bulmuştur. 1 Nisan şaka gününde dilediği dileklerin beklenmedik bir anda gerçekleştiğini gören Mira, artık mükemmel bir erkek arkadaşa ve bir o kadar da mükemmel bir eve sahiptir. Bunun yanında kariyeri büyük bir yükselişe geçen, birçok insanın hayalini bile kuramayacağı bir işe ve çevreye sahip olan Mira; her ne kadar dışarıdan mükemmel olarak görünen bu şeyler için fazlasıyla heyecanlı olsa da, kısa süre sonra bu isteklerinin kendisine tahmin edebileceğinden çok daha büyük sorunlar yarattığını fark edecektir. Artık Mira, mükemmellik yerine kendisini gerçekten mutlu edecek şeyi bulmaya çalışacaktır.

Korku klasiği The Omen'in komedi olduğunu düşünsenize! İlk okuyuşta tuhaf bir fikir gibi gelebilir ancak Netflix yapımcıları bunu düşünüp üstüne bir de çekmişler! Başrollerinde Adam Scott ve Evangeline Lilly'nin yer aldığı Little Evil, Netflix'in yeni korku komedi projesi olarak dikkat çekiyor. Tucker & Dale vs. Evil filminin yönetmeni Eli Craig tarafından yazılıp yönetilen Little Evil, The Omen başta olmak üzere şeytanlı korku filmlerini makaraya alan eğlenceli bir yapım!

Bilge ve güçlü Zordon'un Mighty Morphin Power Rangers'ı kurmasından otuz yıl sonra, şeytani Rita Repulsa geri döndüğünde ekip geçmişten gelen tanıdık bir tehditle karşı karşıya kalır. Küresel bir krizin ortasında, dünyanın ihtiyaç duyduğu kahramanlar olmaları için bir kez daha çağrılırlar.

Son derece maceraperest bir genç olan on iki yaşındaki Mickey Matson, günün birinde arkadaşı Sully ile birlikte son derece esrarengiz bir şey keşfeder. Antik çağ zamanından gelen ve ülkede İç Savaş çıkarmak isteyen bazı kötü niyetli kişiler tarafından bir kez daha inşa edilen bu cihazla karşılaşan Mickey ve Sully, ilk başta cihazla ne yapacaklarına karar veremez. Bir süre sonra cihazın bazı mistik nesnelerden güç aldığını ve eğer bu engellenemezse herkesin çok kötü sonuçlarla karşı karşıya olacağını öğrenen Mickey, şimdi Sully ile birlikte büyükbabasının arkasında bıraktığı bazı ipuçlarını takip edecektir. Şimdi hem ailesinin hem de bütün ülkenin geleceği, Mickey Matson’a bağlıdır.

Romeo Aldea, Romanya’da küçük bir dağ kasabasında yaşayan 49 yaşında bir doktordur. Kızı Eliza'yı 18 yaşına geldiğinde yurt dışında okutma idealiyle büyütür. Planları gerçekleşmek üzeredir; Eliza İngiltere’de psikoloji okumak için burs kazanır. Tek yapması gereken lise bitirme sınavlarını geçmektir. Aslında başarılı bir öğrenci olan Eliza için bu sınavlar yalnızca bir formaliteden ibarettir. İlk yazılı sınavından bir önceki gün, Eliza tüm geleceğini riske atan bir saldırıya uğrar. Şimdi Romeo, bir karar vermek zorundadır. Bu durumu çözmek için birkaç yol vardır fakat hiçbiri kızına öğrettiği prensiplerle uyuşmamaktadır.