Dram Filmleri

Hapiste geçen 12 yılın ardından hayatına çeki düzen vermek için ninesinin yanına taşınan eski Amerikan futbolu yıldızı Eddie Palmer, sorunlu bir aileden gelen Sam adlı komşu çocuğuyla sıra dışı bir bağ kurar. Fakat Eddie’nin geçmişi yakasını bırakmayacak, yeni ailesiyle hayatını tehlikeye sokacaktır.

Anastasia ve Christian, yaşadıkları zorlu ayrılıkların ve iniş çıkışların ardından nihayet mutlu sona ulaşmışlardır. Tutkulu aşkları, nikah yüzükleri ve görkemli bir evlilik töreni ile mutlu sona ulaşmıştır. Ancak Anastasia'nın peşine düşen Jack, çifte huzur vermez. Anastasia'nın lüks ve aşkla bezeli mükemmel hayatı bir kez daha sarsıntılara sahne olacaktır.

Chance, kendisini bildi bileli yanında yaşadığı yaşlı adamın evinde bahçıvanlık yaparak büyümüş ve hayatında bir kez olsun sokağa çıkmamıştır. Bütün hayatı bahçede bakımını yapıp büyüttüğü çiçeklerden ve televizyondan ibaret olan Chance, yaşlı adam bir gün ölünce ortada kalır. Çünkü ev artık satılacaktır. Kendi varlığının haricinde yaşadığına dair hiçbir kanıt olmayan Chance, avukatlara yıllardır yaşlı adamın yanında kaldığını kabul ettiremez. Nüfus kağıdı bile yoktur. Kendini birden sokaklarda bulunca yıllardır görüp bilmediği hayatın rutinleri ile tanışır. İlk defa sokaklarda yürür, arabaya biner... Ve birden şansı hiç tahmin etmediği bir yerde dönüverir.

Açık Deniz 3: Kafes Dalışı, ekstrem bir reality programının seçmelerine katılmak amacıyla yaptıkları kafes dalışını kayda alan bir grup gencin hikâyesini anlatıyor.  Yarışmada başarılı olacaklarını ispatlamak isteyen gençler, Avustralya'da yapılan son derece ekstrem bir aktiviteye katılarak kendilerini filme almaya karar verir: Köpek balığı gözlemlemek için kafes dalışı. Bu kararları kısa bir süre sonra onları büyük beyaz köpek balıklarının hüküm sürdüğü sularda mahsur bırakır. Program için çektikleri video ise onların ölüm kalım savaşının seyir defteri olacaktır.

Epifani döneminde Makedonya’da takvimler Ocak ayının 19’unu gösterdiğinde görkemli bir tören düzenlenir. Törene katılan erkekler, rahip tarafından suya atılan haçı çıkarmak için birbirleri ile yarışır. Haçı bulmayı başaran kişinin ise bir yıl boyunca kutsandığına, revah ve servete kavuşacağına inanılmaktadır. 31 yaşındaki tarih uzmanı Petrunija, başarısız bir iş görüşmesinden dönerken Epifani törenine denk gelir. Törene katılan genç kadın, kendisini bir anda suyun içine atılan haçı çıkarırken bulur. Haçı yakalamayı başaran Petrunija, sudan çıkınca etrafındaki erkeklerin saldırısına uğrar. Erkekler, Petrunija’nın kadın olduğu için ritüele katılmaya hakkı olmadığını, bu yüzden haçı geri vermesi gerektiğini düşünür. Ancak, Petrunija’nın haçı geri vermeye niyeti yoktur.

İtalya sahilinde, Yahudi soykırımından (Holokost) kurtulan ve kreşte çalışan Madame Rosa, kısa süre önce onu soyan 12 yaşındaki bir sokak çocuğunu yanına alır.

Film, New York'ta bir maceraya atılan genç anne Laura’nın hikayesini konu ediniyor. Bu macera sayesinde Laura, tam bir playboy olan babası Felix ile yeniden bağ kurma ve kadın-erkek ilişkilerine yeni bir bakış açısı kazanma fırsatı yakalar

13 yaşındaki Elizabeth mezarlık ziyareti sırasında maskeli bir katilin 3 kişiyi infaz edişine tanık olur. Ancak katil (Laurance Fishburne) , küçük kızın fotoğrafını çektiğini fark edince Elizabeth'in peşine düşer. Caniden kaçan Elizabeth yakındaki tek eve sığınır. Eski bir asker olan Carter (Thomas Jane), çakısı ve av tüfeğiyle küçük kızı koruyabilecek midir. Katil ve Carter arasında başlayan psikolojik ve fiziksel savaşı kim kazanacaktır?

Genç bir kadın olan Anna’nın hayatı pek de yolunda değildir. Parasız kalan Anna, evinden de kovulma durumuyla karşı karşıyadır. Tam da bu sıkıntılı zamanında en yakın arkadaşı Charleen onu tamamen kadınlardan oluşan gizli bir dövüş kulübüne götürmeye karar verir. Dahil olduğu bu yer Anna’yı yavaş yavaş hayata döndürür.

Holly ve Mel bu teklifi hiç tereddüt bile etmeden kabul ederler ve gece evden çıkıp Cali’nin amcasının malikanesine doğru giderler. Anahtarı nereye sakladıklarını bildiği için Cali kapıyı kolayca açar. Üç kız içeriye dalıp evin altını üstüne getirmeye başlarlar. Her şey istedikleri gibi gitmektedir, buldukları içkileri içip sağa sola koşuşturup eğlenmeye devam ederler.
Holly evi gezdiği sırada evin sahiplerinin çekik gözlü, Asyalı bir aile olduğunu fark eder ve Cali ise yuvarlak gözlü sarışın ve mavi gözlüdür. Holly, Cali ile tartışmaya başladığında Cali aslında evin amcasına ait olmadığını ve sadece çocuklarına baktığı bir aileye ait olduğunu söyler 
O sırada evin sahipleri evde yokken ev ile ilgilenen bahçıvan evde birilerinin olduğunu anlar ve hırsız olduğunu düşünüp onu kovmak ya da gerekirse vurmak için içeri girer. Üç kız, karşılarında olmasını beklemedikleri birini gördükleri için çok korkarlar ve adamı yanlışlıkla öldürürler.

Don Piper'ın 2004 imzalı çok satan biyografik romanından uyarlanan yapım bir araba kazası sonucu 90 dakika boyunca resmi olarak ölü kalan, ardından hayata dönerek cenneti ziyaret ettiğini iddia eden Don Piper'ın hikayesini anlatıyor.

Milwaukee'de, 1920'lerde zengin ama kaba olan kocası Fred ile olan evliliği körelmiş, iyi görünümlü ve baştan çıkarıcı Dolly, genç "aşk kölesi" Otto'yu yıllarca tavan arasında saklı tutar. Otto aslında sıradan bir tamircidir. Fred’le sadece parası için evlenen Dolly’nin canı ise çok sıkılmaya başlamıştır ve Fred’den eve bir tamirci çağırmasını ister. Ertesi gün eve gelen tamirci ise Otto’dur. Aşkı silah, parayı uyuşturucu olarak gören Dolly, Otto’yu baştan çıkarır ve her gün gelmesini sağlar.

Filmin oyuncu kadrosunda eski Klan üysesi olan Mike Burden, Garrett Hedlund tarafından canlandırılıyor. Judy karakterini Andrea Riseborough oynarken, Clarence Brooks rolünde ise Usher bulunmakta. Kennedy rolü ile karşımıza, Oscar ödülü bulunan dünyaca ünlü aktör Forest Whitaker çıkıyor. Tom Griffin rolünde ise gene dünyaca ünlü olan ve 2 Oscar ödülü blunan Tom Wilkinson’u görmekteyiz.
Oyuncu kadrosunun ödüllerle dolup taştığı filmin, eleştirmenler tarafından aldığı yorumlar ise iyi yönde kendilerini göstermekte.  Bir drama türü olan yapımın bütçesinin boyutları bilinmese de gişelerden elde ettiği miktarın 139 bin dolar olduğu bilgisi bulunmakta.

Steve, gündelik hayatında oldukça garip bir sorun yaşamaktadır. Steve’in sorunu evindeki gördüğü her nesnenin, duyduğu her sesin kendisine  geçmişinde yaşadığı belirli olayları hatırlatmasıdır. Bu yaşadığı geçmişe dönük anıları hissetme problemi yüzünden Steve’in geçmişi asla peşini bırakmamaktadır. Steve, yaşadığı bu sorunla beraber, nasıl olup da yalnız kaldığını anlamak için tüm anılarını bir yapboz gibi birleştirir. Geçmişte yaşadığı her önemli olayı yeniden yaşarken, kendisinde, babasında da bulunan genetik bir sorun yüzünden kendini dış dünyaya kapattığını fark eder. Yaşadığı bu sorunla geçmişi ile sürekli karşı karşıya gelen Steve’in hikayesini konu alan film, Steve’in geçmişini ekranlara getirirken, akıllara acaba geçmişini atlatıp devam edebilecek mi, hayatına girenleri ve en önemlisi kendisini bu yolda affedebilecek mi sorularını getiriyor.

Zor geçen hayatını düzeltmek için acil paraya ihtiyacı olan adam, bu durumun üstesinden gelebilmek için soygun planı yapar. Başarısızlıkla sonuçlanan bu girişim adamın hayatında çözülmesi zor sorunlar yaratır. Uyuduğunda korkunç kabuslar gören adam uyumaktan korkmaya başlar. İşler öylesine kötüleşir ki artık gündüz dahi halüsinasyonlar görmeye başlar.

Ağır bir kazanın ardından Lucie dans aracılığıyla kendini tekrar bulmaya çalışır ve öz güven eksikliğiyle boğuşan break dansçı Vincent ile tanışır.

İki grubun sürekli olarak çatışmaları ve kavgaları gündeme gelmektedir. Bir grup futbolculardan oluşan arkadaş takımı iken diğer grup punkçı müzik ile uğraşan bir ekiptir. Uzun zamandan beri birbirlerini sınayıp keskin kavgalar eden grup sonunda büyük bir kargaşaya davet çıkarmayı başarırlar. Futbolcu grubu, punkçu gençlerden birini feci şekilde döverler ve büyük kavganın fitili ateşlenecektir.

Lawrence Michael Levine’in yazıp yönettiği Black Bear, yaratıcılık konusunda sıkıntı çeken bir film yapımcısının hikâyesini konu alıyor. Geçirdiği sıkıntılı dönemde inzivaya çekilme ihtiyacı duyan Allison karakterinin bir arkadaşının önerisiyle gittiği göl kıyısındaki evde, evin sahipleri olan müzisyen Gabe ve dansçı partneri Blair ile geçirdiği günleri sıra dışı bir anlatımla aktaran film, üç karakterin olay örgüsündeki kırılmalarla değişen ilişki dinamikleri üzerine kurulu. Allison’ın, Blair ve Gabe çifti ile olan iletişimi ilerledikçe çözülen bir hikâye ortaya çıkıyor. Bu noktadan sonra kamera önü ve arkası arasındaki ayrım da yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Böylelikle karakterin başka bir karakteri canlandırdığı, film içinde filmin yer aldığı, çok katmanlı bir yapıyla karşılaşıyoruz. Tüm bu kırılmalar, çeşitli zıtlıklar arasındaki çekişmelerin işlendiği derinlikli bir anlatı oluşturuyor.

Gelecek vadeden bir avukat, bir mühendisi kaçıran eski arkadaşıyla pazarlık yapmakla görevlendirildiğinde geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.

Martha, evde doğum yaparken oldukça zorlayıcı deneyimler yaşar. Bunun ardından yaşadığı duygusal çöküntüyle ve dalgalanmalarla mücadele vermesi, bir yandan da kocası Sean ve annesi Elizabeth ile yaşadığı sorunlarla başa çıkması gerekmektedir.

Kızı kaçırılan dengesiz, eski bir Özel Kuvvetler mensubu onu kurtarmak için içindeki vahşi canavarı ortaya çıkarır ve çok geçmeden kendisi şüpheli konumuna düşer.

Amerikalı astronot William D. Stanaforth, bir mekikle Mars'a doğru tek kişilik bir görev için hareket eder. Fakat 270 gün sürmesi beklenen bu yolculuk, sandığı kadar kolay geçmeyecektir.

Endres yeni görevlerini layık bir şekilde yerine getirir ve kralın sarayında kendini rahat hisseder. Bir gün kralın kızının en sevdiği atının hayatını kurtardığında saraydaki ünü yükselir ve hatta Prenses Leonora'nın dikkatini çeker. Bu onu altın kâseye bakması için cesaretlendirir, ancak Endres, ölüm cezası ile cezalandırılacak olduğu için reddeder. Ayrıca, yanlış bir şey yaptığında kraldan bunu saklayamayacağı hissine kapılmıştır. Bu yüzden kral tarafından kraliçeden bir yüzük çalmakla suçlanması onu şaşırtır. Sadece prensesin tanıklığı ve yardımı sayesinde masumiyetini kanıtlama şansı elde eder, yoksa hemen zindana atılacaktır. Endres, sıkıntı içinde, kralın bilgeliğini kazanma umuduyla altın kâseye bakar. 

Film, yoksul köylüden modern Hindistan’da başarılı bir girişimciye dönüşen Balram Halwai’nin yükselişinin hikâyesini anlatıyor. Kurnaz ve hırslı Balram, Amerika’dan yeni dönmüş Hindistan sosyetesinden Ashok ve Madam Pinky’nin şöförü olur. Tam bir hizmetçi olarak eğitilen Balram, zengin sosyetik efendileri için vazgeçilmezdir. Ancak bir ihanet gecesinin ardından, her şeyi kaybetmenin eşiğine gelir ve bu eşitsizliklerle dolu sistemin içinde ayağa kalkarak yeni bir “efendi” olmak için mücadele verir.