Dram Filmleri

1950'li yıllarda geçen Fransız Postası, Paris'te bir Amerikan gazete bürosunda çalışan gazetecilere odaklanıyor. The New Yorker dergisinde yayımlanmış gerçek makalelerden esinlenen, hayali bir gazetenin Fransa bürosunun son sayısının hazırlık aşamasında yaşanılanların konu edildiği yapımda, yapımda iç içe geçen üç hikaye anlatılıyor.

Thomas bir zamanlar genç bir tenis dahisi olarak ünlenmişti, ancak umduğu kariyere hiçbir zaman sahip olmadı. 37 yaşında, azalan fiziksel zindeliğine rağmen, son bir zafer denemesi için Fransa Açık eleme turlarında yarışmaya karar verir.

Portekiz'in Fátima kentindeki üç genç çoban, tarihsel olaylara dayanarak, Meryem Ana'nın iman edenlere ilham veren ve Kilise ve hükümetin yetkililerini öfkelendiren ve onları hikayelerini geri almaya zorlayan vizyonlarını aktarıyor.

Richard (Tom Goodman-Hill) karınsndan ayrılmış çocukları Lucia (Hattie Gotobed), Anna (Raffiella Chapman) ve Ralph (Lukas Rolfe) ile yaşayan bir adamdır. Sevgilisi Holly’i çocukları ile tanıştırıp artık nişanlanmak istemektedir. Holly (Aisling Loftus) bu durumdan dolayı çok heyecanlıdır. Richard bir doğum günü partisine davet edilir. Bu partide eski karısıyla karşılaşır ve ortam bir anda gerilir. Gitmek üzere iken birkaç kişi ile tanışır. Richard, Holly’i ailesi ile tanıştırır. Çocuklar tarafından Holly sıcak karşılanmaz. Takip eden günlerde, çocuklar Holly'ye karşı düşman hale gelirler ve onu kabul etmezler. Eski karısı, çocukları ve Holly arasında kalan Richard’ınn kafası karışmıştır. Hayatının kalabalık olduğuna karar veren Richard çocukları ve Holly’nin kaynaşması birbirlerine alışması için bir orman evine gezi planlarlar fakat işler Richard’ın planladığı gibi gitmez. 

Gerçek bir öyküden uyarlanan bu aile komedisinde ceza alan NFL koçu Sean Payton, oğlunun talihsiz genç futbol takımına koçluk yaparak onunla yeniden bağ kurmaya çalışır.

Son yılların gözde bilgisayar oyunlarından Hitman'ın sinema uyarlaması olan filmin kahramanı Ajan 47, profesyonel bir tetikçi olmak için eğitilmiştir ve en güçlü silahları, agresif yapısı ile işindeki kararlılığıdır. Bu kez Ajan 47, tuzağa düşürülmüştür ve Doğu Avrupa'da kendisini oyundışı bırakmak isteyenleri ve bunun sebeblerini ararken Interpol ve Rus Ordusu da 47'nin peşindedir.

1995 yılında, İngiltere'de yaşanmış olan korkunç cadı avının konu edildiği hikayede, Evelyn Haverstock isimli genç bir kadın, kocası Joseph'in yakın zamanda ölmesinin ardından dul kalmıştır. Kocasının travmasıyla yaşamak zorunda kalan genç kadın, yakın zamanda daha büyük bir sorun ile karşı karşıya kalacaktır. Cadıların katledildiği bu zamanda, ev sahibi tarafından haksız yere cadı olmak suçlanan Evelyn'in artık başı büyük beladadır. Acımasızlığı ile bilinen Yargıç Moorcroft tarafından hapse atılan genç kadın, burada Şeytan'ın zihnine girmeye çalışmasıyla, kendi içindeki şeytanlarla yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Pa ¡Por mis hijos lo que sea! izle filmi 2015 yılında çekilmiştir, filmin orijinal dili İspanyolca dir. Film Haziran 15, 2015 (Colombia) de vizyona girmiş, IMDB sitesinden de 55 kişinin oylaması sonucu 5.8 puan almıştır, filmin yönetmenliğini Harold Trompetero, senaryoyu Grace David yapmıştır. Diğer adı olan filmin yapımcı şirketi Trompetero Producciones dir. Film kısaca özeti Pa ¡Por mis hijos lo que sea! filmi seyrettiyseniz yorumlarınız ile bize destek olabilir, kullanıcılara Pa ¡Por mis hijos lo que sea! filmi ile ilgili fikir verebilirsiniz. Jetfilmizle ailesi olarak iyi seyirler dileriz...

Hayatta kalmak için birlikte mücadele eden Ali ve üç arkadaşı, ailelerine destek olmak için gece gündüz çalışmaktadır. Bir garajda küçük işler yapan üç çocuk, hızlı bir şekilde para kazanmak için küçük suçlar işler. Mucizevî gibi görünen bir olayın ardından Ali, yeraltında bulunan gizli bir hazineden haberdar olur. Ancak kendisinin ve arkadaşlarının hazineye ulaşabilmeleri için, hazinenin bulunduğu yere yakın olan, sokak çocuklarını ve çocuk işçileri eğitmeye çalışan bir hayır kurumu olan Sun School'a kaydolmaları gerekir.

Lena yedi aylık hamile ve karnındaki bebeği satmaya hazır. Ermanno baba gibi davranmayı kabul eder. Ermanno'nun amcası Fabio, karısı Bianca'yla birlikte sahip olamayacakları çocuğu almaları için onlara para ödeyecek. Akrabalar arasında sahte bir evlat edinme, İtalya'da yasaları aşmak için bir boşluk. Paranın tek değer standardı, önemli olan tek şey olduğu bir dünya. Ermanno ve Lena, herkesin içinde bir çiftmiş gibi davranması ve doğuma kadar birlikte yaşaması gereken iki yabancıdır. Sadece kendilerini düşünmeye alışkındırlar ve sürekli kavga ederler. Ancak yan yana yaşayarak sadece göründükleri gibi olmaya başlarlar.

David vücut geliştirmeye başladığında bir daha kimsenin ailesine zarar vermelerine izin vermeyeceğine yemin eder. Fakat David vücut geliştirmeye başladığında eğitmenine ne denli ciddi olduğunu da gösterir. Bu yüzden de eğitmeni eğer gerçekten güçlü olmak istiyor ise steroid alması gerektiğini söyler. Bu sayede altı hafta gibi kısa bir sürede iki katı güce erişecek olan David deli gibi vücut geliştirmektedir. Fakat aldığı steroidler sonunda etkisini göstermiştir ancak bu durum aşırı sinirlilik haline de sebep olmuştur. Kontrolsüz ve gereksiz yere aldığı bu tehlikeli yardım sonucunda David artık eski sabırlı David değildir ve işin daha da kötüsü David’in son zamanlarda Jessy’e karşı tahammülü iyice azalmıştır. Hamile bir kadının hormonlarının değiştiğini bilmesine rağmen David çocuğunun annesine karşı gün geçtikçe daha da sabırsız bir hal almaktadır.  

Daha iyi bir yaşam umuduyla Bogotá'ya taşınan Koreli genç bir adam, Kolombiya karaborsa âleminde yükselirken başarıya ulaşabilmek için büyük riskler alır.

1976 yılında gerçekleşen Alman Grand Prix yarışında Niki Lauda'nın kullandığı Ferrari ikinci round'un sonunda yaşadığı bir sorun nedeniyle yarış dışı kalır ve birincilik ezeli rakibi James Hunt'a gider. Bu kaza sonrasında Lauda yaralanır; aradan geçen altı haftanın ardından olağan hırsı ve öfkesiyle pistlere geri döner. İki yarışçı arasında italyan Grand Prix'i ile başlayan mücadele diğer yarışlarda katlanarak devam eder. Hedef dünya şampiyonluğudur...  Avusturyalı F1 yarışcısı Niki Lauda ve İngiliz rakibi James Hunt arasındaki dillere destan rekabeti konu alan film, Formula 1'in altın döneminde, 1970'lerde geçiyor.

Eğer neşelenmiyorsanız, nabzınızı ölçtürmelisiniz. Futbol öyle bir oyundurki önce sizi devirir ve sonrada ayağa kakmanızı bekler.Bir uçak kazası, Huntington'ın Batı Virginia kasabasını vurur, daha çok da Marshall Üniversitesini. Büyük uçak kazasında tüm futbol takımını ve teknik ekibini kaybeden Marsall Üniversitesi\'ne Jack Lengyel gelir ve kimsenin istemediği o işi üstlenerek takımı yeniden toparlar.Mathew McConaughey, Lengyel rolünde; zafer şansı yok denecek kadar az olan tecrübesiz oyuncuların enerjik ve sevecen koçu rolüyle göz dolduruyor.

Noel arifesinde çok kötü bir düşüşün ardından, huysuz Jorge kararır ve bir yıl sonra, geçen yılın anısı olmadan uyanır. Kısa bir süre sonra, Noel arifesinden sonra Noel arifesinde uyanmaya mahkum olduğunu, diğer benliğinin yılın diğer 364 gününde yaptıklarının sonuçlarıyla uğraşmak zorunda kaldığını anlar.

Genç Ana, annesini zamansız kaybettikten sonra sorunlu komşusu Henry ile arkadaş olur. Zamanla kendisini bağımlı ve şiddet dolu bir dünyada bulur.Imogen Poots ve Neve Campbell'a, Alex Wolff'un eşlik ettikleri yapımın yönetmen koltuğunda Joey Kline oturuyor.

Zamanda geriye dönebilsek keşke ve ilk aşkımızla yeniden birlikte olsak. Filmin altmışlı yaşlarını geçen başkarakteri Victor, işte böyle bir fırsata denk geliyor. Özel bir firmanın desteğiyle hayatının en anlamlı dönemine, 40 yıl öncesine, hayatının aşkıyla tanıştığı günlere geri dönüyor. Tabii profesyonel bir oyuncu, makyaj, tarihçi ve set ekibinin yardımıyla

Genç bir kız olan Blake gerçek aşkın peşinde koşmaktan sıkılmış ve umutsuzluğa kapılmıştır. Tam da bu dönemde aşk ile daha iyi bir hayat arasında bir karar vermeye çalışır ancak bu o kadar da kolay olmayacaktır.

Babasının ölümünü kabullenmeyen 19 yaşındaki Jonathan Breech (Cillian Murphy), çalıntı bir araba ile korkunç bir kaza geçirince, ona iki seçenek sunulur. Ya hapse gidecek ya da rehabilitasyon merkezinde belirli bir süre psikiyatrik tedavi görecektir. Hapishane yerine hastaneyi seçen Jonathan’ın istediği tek şey yalnız kalmaktır. Hayatla tüm bağlarını koparıp kendi içine dönen Jonathan, burada tanıştığı Toby (Jonathan Jackson) ve Rachel (Tricia Vessey) ile yaşama yeniden sarılacaktır.

Tinder'ı hepimiz biliyoruz ve çoğumuz da zaman zaman kullanıyoruz. Üstelik modern çağın çöpçatanlığını yapan bu tür uygulamalardan artık piyasada fazlasıyla mevcut. Kimileri aşkı bulmayı umut ederken, kimileri kısa süreli ilişkiler, sadece bir gecelik partner arıyor ve hatta birbirleriyle eşleşmeye çalışan çiftler bile görebiliyorsunuz. İşte filmin adı da bu uygulamalardan birisine işaret ediyor. Uygulamamızın adı Biz. Varlıklı bir İtalyan ailenin oğlu olan Nick kız arkadaşıyla birlikte LA'de yaşamaktadır ve yakın zamanda İsa rolünü oynayacağı bir film çekimi için Roma'ya gitmek üzeredir. Kız arkadaşı ise Biz uygulaması üzerine tezini hazırlamaktadır. Bir akşam Nick'le birlikteyken ondan yardım ister ve Nick'in telefonuna uygulamayı yükler. Sahte bir profil oluştururlar ve amaçları tez için veri toplamaktır. Nick Roma'ya vardığında uygulamada biriyle eşleşir ve sohbet etmeye başlar. 

High Ground, izleyiciyi 1930’lu yılların Avustralya’sına davet ediyor ve I. Dünya Savaşı’nda keskin nişancı olarak savaştıktan sonra Kuzey Avustralya’da polis olarak yaşamını sürdüren Travis karakterini mercek altına alıyor. Yerli bir kabilenin katliamıyla sonuçlanan bir operasyonun kontrolünü kaybeden Travis, üslerinin bu olayın üstünü kapatmaya çalışmasına rağmen gerçekleri öğrenmek için bir yolculuğa çıkıyor. Travis’in bu yolculuğu, saklı kalmış olayların gün yüzüne çıkmasını sağlıyor.

Ip Man’den aldığı yenilgi sonrasında sıradan bir hayat sürmeye çalışan Cheung Tin Chi’nin bu sefer başı daha büyük bir belaya girer. Bar Street’te uyuşturucu satan bir çeteye karşı mücadele verir.

Uncle Frank ile 1973 yılının yaz aylarına gidiyoruz. Genç bir kız olan Beth Bledsoe, New York'ta okuyabilmek üzere taşrada yaşayan ailesinin yanından ayrılır ve amcası Frank'in yanına gelir. Aynı zamanda Frank de saygıdeğer bir edebiyat profesörüdür. Beth, çok zaman geçmeden Frank'in eşcinsel olduğunu fark eder. 10 yılı aşkın süredir sevgilisi Wally ile birlikte yaşıyordur ve bunu bir sır olarak saklamıştır. Frank'in babasının aniden ölmesi üzerine Frank'in ailesinin yanına gitmesi gerekmektedir. Beth de bu yolculukta ona eşlik edecektir. Tabii Wally de onlara gizlice eşlik eder. Yolculuk boyunca derinlere gömülmüş duygular, travmalar birer birer ortaya çıkar.

Takıntılı bir interpol ajanı olan Louis Salinger ve Manhattan Bölgesi avukatı Eleanor Whitman, dünyanın en güçlü bankalarından birine adaleti getirmeyi amaçlamaktadır. Kara para aklama, silah ticareti dahil birçok yasal olmayan işlemleri su yüzüne çıkarırlar. Salinger ve Whitman'ın araştırmaları, onları Berlin'den Milano'ya oradan New York'a ve son olarak İstanbul'a götürür. Kendilerini uzun soluklu global bir kovalamanın içinde bulurlar. Salinger ve Whitman'in terörü finanse etmeye devam eden bankanın amansızca peşini bırakmamaları, hayatlarını riske sokacaktır.