Dram Filmleri

Bir bakıcı, 50 yaşında, 10 yaşındaki bir kız çocuğuna bakmak için işe alınmıştır. En önemli görevi, günde birkaç kez değiştirilmesi gereken buzdan yapılmış protez dişlerini korumaktır.

Bakıcı, kız çocuğunun sağlıklı ve mutlu olmasını sağlamak için büyük bir özenle çalışmaktadır. Bu görevi yerine getirirken, asla gözünü kırpmadan çalışan bir bireydir.

Her sabah, kız çocuğunun uyandığında taze bir buz proteziyle karşılaşması için erken kalkar. Buzdan yapılmış dişleri yeniden yerine takar ve gülümseyen yüzle kahvaltıya başlarlar.

Caretaker, gün boyunca kız çocuğunun dişlerini kontrol etmek için sürekli olarak yanındadır. Herhangi bir sorun varsa, hemen müdahale eder ve gerekli düzenlemeleri yapar.

Öğle yemeği sırasında ise caretaker, kız çocuğuna yumuşak ve dişlere zarar vermeyecek yiyecekler seçer. Sürekli olarak buz protezlerini değiştirmek zorunda olduğu için, yiyeceklerin de protezlere zarar vermemesine dikkat eder. 

Film, Tel Aviv’de yaşayan üç Filistinli kadın Leyla, Selma ve Nur’un en görünür ikilemlerine odaklanıyor: Geleneksellik ve çağdaşlık, maneviyat ve dünyevilik... Tel Aviv sokaklarında her iki çelişkiyi de en duru haliyle bulmak mümkün. Farklı yaşam tarzlarının soyut ve sert çatışmasını, hayattan alınan zevkin farklı tanımlarını ve farklı adanmışlıklarını üç genç kadın üzerinden, mizahi bir bakış açısıyla perdeye aktarıyor. Aynı arka planı, umudu ve tereddüdü paylaşan üç genç kadının eğlenceli öyküsü bu.

Babalığı keşfeden genç bir adam olan Nathan, Dünyadaki ve romantik ilişkisindeki yerini bulmaya çalışan bir öğrenci olan Rachel ve kökenlerini arayan bir genç olan Ziggy'nin hayatına odaklanılan yapımda, büyümenin, çocuk sahibi olmanın ve uyum sağlamanın karmaşıklıkları konu ediliyor.

Lüks bir kiralık evde hafta sonu kaçamağına giden bir ailenin tatili, bir siber saldırının tüm cihazlarını bozması ve kapılarında iki yabancının belirmesiyle tekinsiz bir hâl alır.

Özgür ruhlu Inez, 6 yaşındaki Terry'yi koruyucu ailesinden kaçırır. Sırlarına ve birbirlerine tutunan anne ve oğul, değişen New York'ta evlerinin yanı sıra kimliklerini ve istikrarlarını geri almak için yola çıkarlar.

Filmde, ünlü bilimci Dr. Helen Benson kendisini, insanlığı dünyanın beklediği krize karşı uyarmak için gelen uzaylı Klaatu yüzyüze bulur. Helen'in kontrolü dışındaki bir takım güç merciileri Klaatu'ya düşman gözüyle bakarlar ve dünya liderleriyle temasa geçmesini önlerler. Helen ve üvey oğlu Jacob da Klaatu'nun "Dünya dostu" bir uzaylı olmasının ölümcül sonuçlar da verebileceğini fark ederler.

Filistinli yönetmen Annemarie Jacir, Düğün Davetiyesi’nde Nasıra’daki Hıristiyan Arap cemaatini sevecen bir bakışla merceğine alıyor. 60’lı yaşlarındaki huysuz Abu, oğlu Şadi ile beraber Nasıra sokaklarında dolaşmakta ve kapı kapı eşe dosta kızının düğün davetiyesini dağıtmaktadır. Uğradıkları her durakta bu binlerce yıllık cemaatin birbirinden renkli yüzleriyle kimi zaman tatlı tatlı şakalaşırlar, kimi zaman da hararetle atışırlar. Jacir’in daha önceki filmlerinde de rol alan Saleh Bakri bu kez gerçek babası Muhammed’le beraber baba-oğulu canlandırıyor. İncelikle yazılmış karakterleri ve halktan esprileriyle içinizi ısıtacak tatlı, küçük bir film Düğün Davetiyesi.

Ondokuzuncu yüzyıl Eski Batı'sının kapanış yılları. Dry River, şiddetli kuraklığın harap ettiği bir Meksika sınır kasabasının hikayesini anlatıyor ve tek su kaynağı, bir kayıp altın efsanesi peşinde koşan Amerikalı hain bir aile tarafından kontrol ediliyor. Meksikalı bir yabancı babasının topraklarını geri almak için geldiğinde, şiddetli bir yüzleşme herkesin hayatının sonsuza dek değişmesine neden olacaktır.

Kaybettiği eşinin yasını tutan başarılı yönetmen Yusuke Kafuku, Çehov’un Vanya Dayı oyununu sahneye koymak üzere Hiroşima’da bir festivale çağırılır. Festival kendisine 20 yaşında bir kadın şoför tahsis eder; Kafuku, hiç beklemediği bir şekilde, gizemli şoförüyle yalnızlık, kayıplar ve yasla bezeli, sırların karşılıklı olarak açıklandığı bir dizi yolculuğa çıkar. Sanatın aslen insan doğasını daha iyi anlamak için bir araç olabileceğini savunan bu zarif film, ustalıkla işlenmiş bir yalnızlık muhakemesi.

Ölümünden sonra, kibirli bir adam hatalarını düzeltmek için ikinci bir şans verilir.

Hikayemiz, her zaman kendini en üstün gören ve başkalarını küçümseyen bir adamın ölümüyle başlar. Hayatta olduğu sürece, insanları hor görerek ve onlara saygısızca davranarak geçmişini geride bırakmıştır. Fakat, beklenmedik bir şekilde ölümüyle karşı karşıya kalır ve artık hiçbir şey düzeltilemez gibi görünmektedir.

Ancak, hikayemiz burada bitmez. Adam, ölümünden sonra bilinmeyen bir yerde uyanır ve farkında olmadığı bir şekilde ikinci bir şans verilir. Kendisine, ölümüne kadar yaptığı hataları düzeltme ve insanlarla daha anlayışlı bir şekilde ilişki kurabilme fırsatı sunulur. İlk başta bu şansı kabullenmekte zorlanır ve kendi kendine "Neden ben?" diye düşünür. Ancak, artık geride bıraktığı hatalarını tamir etme ve yeni bir başlangıç yapma şansının nadir olduğunu anlar.

İkinci bir şans verilmesiyle birlikte, adamın karakteri de zamanla değişir. Önceden kibirli ve umursamaz olan adam, insanlara daha anlayışlı ve saygılı davranmaya başlar. Geçmişteki hatalarının acısını yaşarken, aynı zamanda başka insanlarla da empati kurmayı öğrenir. Onların da hatalar yaptığını ve affedilmeyi hak ettiklerini anlar.

Bu deneyim, adamın yaşamında büyük bir dönüm noktası olur. İkinci şansını en iyi şekilde değerlendirmek için elinden gelenin en iyisini yapar. Artık kibir yerine özveri, hoşgörü ve sevgiyle dolu bir hayat yaşamaya karar verir. Ölümünden önceki yaşamının bir hata olduğunu kabul eder ve gerçek bir değişim ile bağışlanmayı umar.

Genç bir lise son sınıf öğrencisi olan Aisha, dışarıdan bakıldığında güzel ve huzurlu bir hayata sahiptir. Okulun en popüler çocuklarından birinin kız arkadaşı olan Aisha, aynı zamanda okulunda fazlasıyla başarılı; gelecek vaat eden bir öğrencidir. Bunun yanısıra sevgi dolu bir aileye sahip olan Aisha, her ne kadar birçok akranının özendiği bir hayata sahip olsa da; Aisha’ın bu huzur dolu hayatı bir gece sona erecektir. Çünkü bir gece bileğini kestikten sonra son derece esrarengiz bir şey keşfeden Aisha, bedeninde birtakım robotik parçalar olduğunu görür. Uzun zamandır bir şeylerin ters gittiğini hisseden Aisha, artık kendisinin gerçekte kim veya ne olduğunu bulmak zorundadır.

Diriliş, görünürde sıradan bir hayat süren bir kadının yaşamına odaklanıyor. Yetenekli, başarılı ve disiplinli bir kadın olan Margaret'in hayatı yolundadır. Her şey tam da onun istediği gibi kontrolü altındadır. Ancak onun hayatı, yıllardır görmediği bir adamın ortaya çıkmasıyla alt üst olur. David adındaki adam, ortaya çıkarken Margaret'in geçmişinin dehşetini de beraberinde getirir.

Adieu au Langage filminde Godard'ın 3D teknolojisinin yardımıyla birçok deneysel sahneye imza atışını görüyoruz. Konu olarak ise bekar bir adamla evli bir kadın arasındaki ilişikiye odaklanılıyor.

Aşk meşk taraklarında bezi olmayan üstün zekâlı bilgisayar öğrencisi Zoey Miller'ın hayatı, okulun popüler futbolcusu Zach'in hafızasını kaybedip Zoey'yi sevgilisi sanmaya başlamasıyla altüst olur.

İki lise öğrencisi öğretmenlerinin sabrını zorlarlar ve sonunda başlarını ölümcül bir derde sokarlar.

Tom Ray, nadir bir kan zehirlenmesi sonrası, her iki bacağını ve kolunu, ayrıca yüzünün bir parçasını kaybeder. Şu zamana dek mutlu bir hayat sürdüğü karısı Nicola, bu zor zamanlarda en büyük destekçisi olacaktır.

Britanya'nın şehirlerindeki hayat giderek daha tehlikeli hale gelirken tahliye edilen Lily, Pattie ve Ted, anneleri tarafından Salford'dan Yorkshire'daki Oakworth köyüne gönderilir. Çocuklar, yaralı Amerikan askeri Abe'nin Oakworth İstasyonu'nda saklandığını keşfettiklerinde, kendileri gibi evden çok uzakta olan yeni arkadaşlarına yardım etmek için tehlikeli bir maceraya atılırlar.

Efsanevi boksör Roberto Duran, 1968’de profesyonel olarak ringe ilk çıktığında henüz 16 yaşındaydı. 1980’de Sugar Ray’i yenerek bir rekora doğru ilerleyen Duran, rövanşta bir daha dövüşmeyeceğini söyleyerek spor camiasını şoka uğratmıştı… 2002’de emekli olan Roberto Duran ve onun efsane antrenörü Ray Archel arasındaki birbirlerinin hayatlarını değiştirecekleri ilişkiyi beyazperdeye taşıyan filmin senaristliği ve yönetmenliğini Jonathan Jakobowicz üstleniyor. Filmin başrolünde Édgar Ramírez rol alırken bu biyografik dramda kendisine Robert De Niro, John Turturro, Jurnee Smollet Bell ve Ellen Barkin eşlik ediyor.

1961'de İtalya'nın kuzeyinde ilk gökdelenler inşa edilirken güneyde, Calabria'da tam tersi bir şey oluyordu: Çok genç bir grup mağaracı Bifurto Çukuru'nun dibine ulaşmış, yer seviyesinin 700 metre altında, Avrupa'nın en derin mağarasını keşfetmişti. Yakınlardaki köyün sakinleri mağaracıların yaptıklarını farketmeseler de yalnız bir çoban, grubun bu eşsiz yolculuğuna katılmıştı bile. İnsanın doğayla benzersiz bağını nefes kesici görüntüler ve meditasyona yakın bir sükunetle izleyen Il buco, dünyanın derinliklerine inerken bizi de kendi iç dünyamıza doğru bakmaya çağırıyor.

John ve Abby Reynolds, lisedeki sevgililik günlerinden beri birlikte olan evli bir çifttir; John bir futbol kahramanıydı ve Abby yazar olmayı hayal ediyordu.

Jonathan, çok yalnız bir adamdır. Bir gün, evine ziyaretçi gelir: olayların şaşırtıcı bir dönemeçle sonucunda ölen genç bir kadın. Arkadaşının olmasına sevinen Jonathan, bunu rapor etmez fakat şimdi ceset çürümeye başlar.

Jonathan, hayatının çoğunu yalnız geçiren biri olarak, insan ilişkilerinden yoksun kalmıştır. Yıllar boyunca arkadaş edinme konusunda çok çaba sarf etmiş, ancak bir türlü istediği sonucu elde edememiştir. Bu nedenle, evine gelen bu genç kadının varlığı onun için büyük bir mutluluk kaynağı olmuştur. Kendini yalnız hissetmemek, bir dostu olduğunu düşünmek Jonathan'ı çok mutlu etmiştir.

Genç bir doktor olan Philip'i parlak bir gelecek beklemektedir. Lakin online dünyadaki gizli yaşamı başına büyük belalar açacaktır.  Gelecek vaat eden bir doktor olan Philip, arkadaşları, profesörleri ve nişanlısının gözünde mükemmel bir insandır. Ancak polis, bazı kadın cinayetlerinin Craiglist sitesine verilen reklamlarla ilişkili olduğunu anladığında Philip bir numaralı zanlı haline gelir.

Dedesinin ölümünün ardından karısı ve çocuklarıyla birlikte memleketine giden bir adam, burada miras konusunda akrabalarıyla arasında kaos yaşanır.

Abby, küçük bir sahil kasabasının tuzaklarından kaçmaya çalışan 16 yaşındaki bir kızdır. Abby, turnede olan bir rock grubunun vokalistine aşık olduğunda, ailesini ve arkadaşlarını geride bırakıp bırakmamaya karar vermek zorunda kalır.