Dram Filmleri

Lise yıllarında günün birinde NBA yıldızı olabilmek için biçilmiş kaftan olan ve herkesin gelecekte başarılı bir basketbolcu olacağını düşündüğü Scott Beck isimli bir adam, şimdilerde bu hayalinden son derece uzak bir şekilde; eski lisesinde hademe olarak çalışmaktadır. Her ne kadar lisenin basketbol takımı için halen daha bir efsane olarak anılsa da aradan geçen yirmi yılın ardından hem maddi hem de manevi sıkıntılar nedeniyle bu hayalini gerçekleştiremeyen, her geçen gün hayatı daha da kötü bir hal alan Scott; günün birinde eski nişanlısı ve aynı zamanda Knoxville Silver Knights takımının sahibi olan Ryan Aikins’ten bir teklif aldığında hayalini gerçekleştirme fırsatıyla tekrar karşılaşacaktır.

Gerçek yaşam öyküsüne dayandırılan filmde doğuştan beyin felçli Mateusz ebeveynlerinin ilgisi ve çabasına rağmen "bitki gibi bir varlık" tanısı konduğundan sonuçta bir zihinsel özürlüler kliniğine yatırılır. Mateusz'un kendini ispat çabası sonuç verecek midir?

Hayvan Krallığı, mutasyon sonucu yaratığa dönüşen karısını bulmaya çalışan bir adamın hikayesini konu ediyor. Dünya, insanları yavaş yavaş hayvanlara dönüştüren anlaşılmayan bir mutasyonun etkisi altındadır. Yetkililer yaratıklara dönüşen insanları yakalasa bir kısmı kaçmayı başarır. François'in karısı da mutasyonun etkisiyle hayvana dönüşmüştür. Yaşadıkları trajedinin ardından François,oğlu ile birlikte ormana kaçan karısının peşine düşer.

Bandit, Kanada'nın en büyük hırsızı haline gelen Amerikalı Gilbert Galvan Jr.'ın gerçek hikayesini konu ediyor. Bir suçlu, Michigan hapishanesinden kaçtıktan sonra yeni bir kimliğe bürünür. Artık özgürlüğüne kavuşan suçlu, yeniden eski yaşantısına geri döner ve 63 banka ve kuyumcu soyar.

Tek eğlencesi kendisinden bıkmış komşularını eleştirmek ve acımasızca yargılamak olan huysuz dul Otto Anderson’un dayanılmaz hikâyesini anlatıyor. Otto’nun yan dairesine hayat dolu genç ve neşeli bir aile taşındığında, Otto dişine göre bir rakiple, kıvrak zekâsı ve ağzı burnunda karnı ile Marisol ile karşılaşıyor. Marisol ve Otto’nun arasında Otto’nun hayatını ters yüz edecek bir dostluk başlıyor.

David Baldacci'nin aynı adlı romanından uyarlanan bu filmde hikâye, 1940'ların sonlarında Virginia'nın kırsal bir bölgesinde geçiyor ve genç bir kız olan "Little" Louisa May'in etrafında şekilleniyor. Louisa, ailesinin trajik bir kazada kaybı sonrası büyükannesinin yanına taşınmak zorunda kalır. Burada, yeni bir yaşam kurmaya çalışırken, büyükannesi ile olan bağı derinleşir. Louisa'nın hayalleri, büyükannesinin bilgeliği ve çevresindeki insanların etkisiyle birleşerek onu güçlü bir birey haline getirir.

Gizli bir yeteneği olan genç bir balıkçı, bir müzik yapımcısı tarafından keşfedildiğinde, kendisini yıldızlığa ve aşka açmaya hazır olup olmadığına karar vermelidir.

Üç modern çift, ebeveynliğin öngörülemeyen arazisinde gezinirken ilişkileri ve zorlu kariyerleri dengeliyor.

60’ların sonu, dokuz yaşındaki Johanna yaşadığı küçük Avusturya kasabası Wels’te Katolik olarak yetiştirilmektedir. Bir gün büyükannesinden ailesinin geçmişine dair önemli bir sır öğrenir: Aslında Yahudi olduklarını. Hayatı bir anda kötü yönde değişmeye başlar ve kısa sürede kasabada yaşayanların gerçek yüzüyle tanışır. Fakat Johanna dürüstlüğünden geri adım atmamaya kararlıdır.

Profesyonel bir basketbol oyuncusu olan Bilal Irving, Kuzey Ontario'daki küçük kasabası Dumont'a geri döner. Eski koçuyla yeniden bağlantı kurar ve ikisi de kasabanın tek basketbol takımına akıl hocalığı yapmak için egolarını ve karmaşık geçmişlerini bir kenara bırakmaya çalışırken çatışma başlar.

Prensiplerine bağlı bir öğretmen olan Ghani, okulun yeni müdürüne işine son vermemesi konusunda yalvarmaktadır. Yeni kanuna göre, tüm okullarda herhangi bir seçim olmaksızın istenilen kadro devlet tarafından atanmakta ve yeni yönetim de istediği kişinin işine son verebilmektedir. Bu, devletin etnik ayrım konusunda aldığı bir tavırdır. Ghani’nin öğrencileri de bu etnik ayrımcılığı hissetmektedir. Atanan yeni öğretmenler, derslere girmeden tüm günü sohbet ederek, çay kahve içerek geçirmektedir. Zaman geçtikçe Ghani, bu iki fraksiyon arasında bir uyum sağlanamayacağını anlar.

Grev, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Bursa’da ipek işçilerinin kötü çalışma koşullarına karşı birlikte direnen Müslüman ve gayrimüslim kadınların hikâyesini konu ediyor. Sufrajet nedeniyle başı belaya giren İngiliz Sarah, biri Rum diğeri ise Ermeni olan iki işçi lideri Sofia ve Zabel’in yolları, eşine rastlanmayan türden bir direniş öyküsünde kesişir.

Parlak bir geleceği olan genç bir adam, neredeyse ölümcül bir kaza geçirir ve beklenmedik bir hayvan arkadaşının yardımıyla yeni hayatını yeniden yaratır.

Sessiz sinema, hatta bütün sinema tarihinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Charlie Chaplin’in hayatını konu edinen bu belgesel, içerisinde daha önce görülmemiş görüntüler; Chaplin hakkında bilinmeyen gerçekler ve ünlü sanatçı hakkında izleyeni büyüleyecek birçok şey barındırıyor. Erken hayatına Viktorya döneminin Londra’sında başlayan ve hayatını idame ettirebilmenin bile son derece zor olduğu bu yerde yeteneği ve azmi sayesinde Hollywood’un en gözde oyuncularından biri olmayı başaran Chaplin, her ne kadar böylesine hızlı bir biçimde zirveye çıkmış olsa da; meydana gelen birtakım skandallar nedeniyle aynı hızda düşüşe geçmiştir. Ancak her ne olursa olsun Chaplin, sinema tarihinin en önemli isimlerinden biri olmayı başarmıştır.

Andy evlenmek üzere olan genç hanımların mükemmel bir gelin olmayı öğrendikleri bir kampa katıldığında tam da istediği yere geldiğini düşünmektedir. Ancak o sırada tanıştığı ve evliliğe inancı olmayan yakışıklı Casey ona doğru evliliğin ne demek olduğunu sorgulatacaktır.

Sırp bir balo salonu dansçısı, bir arkadaşının ağabeyiyle 24 saatlik beklenmedik ve yoğun bir aşk yaşar.

İki eski arkadaş, arkadaşlarının cenazesinde yeniden bir araya gelir ve on yıllar önce üçüne de haksızlık eden duldan intikam almaya karar verir.

Allie, geçen Noel'de Cameron'la ilişkisini bitirmek gibi zor bir karar verdi ve bu karardan şimdi derinden pişmanlık duyuyor. Noel büyüsünün onun için anlamını yitirdiğinin farkına varır ve tatil sezonunda kendini yalnız ve ıssız hisseder. Ancak Allie'nin hayatı, ona geçen Noel'i yeniden yaşama fırsatı veren büyülü bir varlık olan Ginny ile tanıştığında beklenmedik bir dönüş yapar. Geçmişi değiştirmek ve Cameron'la ilişkisini potansiyel olarak kurtarmak için bu yeni keşfedilen şans, Allie'yi umut ve kararlılıkla doldurur. Allie, Ginny'nin yardımıyla bu sefer her şeyin yolunda gitmesini sağlamak için elinden geleni yapar. İlişkinin yürümesi için elinden gelenin en iyisini yapar, ancak kısa süre sonra keşfeder, geçmişi değiştirmek her zaman mümkün değildir.

Bir tiyatronun kaderini değiştirmek için, bir insanın hayata bakışını değiştirmek için bir gece yeterlidir. Luigi, Faeza’yı bütün bir gece boyunca oradan oraya çekiştirip tiyatrosunun hayatını kurtarmak için elinden geleni yapacaktır.

"Furie"nin öncesini anlatan bu filmde üç amansız kadın, 1990'lar Saigonu'nun tehlikeli sokaklarını kontrol eden azılı bir suç örgütünü alt etmek için el ele verir.

Kızı organ mafyası tarafından kaçırılan bir anne, tek başına onu kurtarmak zorundadır. Organ mafyasının izini süren kadın, bu yolda geçmişinden dersler alır.

The Benefactor filminin konusu, Richard Gere'in başrolünde oynadığı Franny yardımsever bir adamın kendi geçmişini unutmak için yeni evlenen çiftlerin hayatlarına burnunu sokmasını konu alıyor..

Yemeğe meraklı insanların bir araya geldiği ancak yemek yapmadıkları bir kurum olan Sonic Catering Enstitü’sündeki insanlar, yemek yapma müziği üretmeye çalışmaktadır. Bu enstitünün bir ay boyunca yemek yapma müziğini üretmeye çalışan sanat topluluklarına ev sahipliği yapacağı sürede insanlar, doğru yemek için doğru müziği bulmaya ve en sonunda da enstitüde başarılı bir şekilde sahne almaya çalışmaktadır. Enstitünün müdiresi oan Jan Stevens (Gwendoline Christie)’in buradaki görevi, bir ay boyunca misafir ettiği sanatçıların rahat bir şekilde burada kalabilmelerini ayarlamaktır.
Enstitünün bu ayki ekibi yine mükemmel müziği bulabilmek için bir araya gelmişken, kısa süre sonra beklenmedik olayların patlak vermesiyle birlikte her şey birbirine karşışacaktır. Çünkü ekibin lideri olan Elle, hiçbir şekilde ödün vermeden kendi yaratıcılığıyla bir şeyler yapmaya çalışırken; onun sanata karşı olan bu anlayışının ekibin diğer üyeleri tarafından onay almamasıyla birlikte enstitünün içerisinde bulan herkes kendilerin son derece gergin bir ortamın içerisinde bulacaktır. Ve bu ortam, beraberinde birtakım sanatsal intikam duygularını ve sindirim bozukluklarını da getirecektir.

Waverly geleceğini planladığını, Taipei'deki ailesini ziyaret edeceği bir yazdan sonra Toronto'da tıp ihtisasına başlayacağını düşünmektedir. Planları aniden değişince, düşüncesizce küçük bir Kanada kasabasına gider ve burada yerel cankurtaran Blake ile tanışır. Bir plaj partisinde onu neredeyse boğulmaktan kurtaran Blake, Waverly'ye yüzme öğretmeyi teklif eder ve dersler devam ederken ikili beklenmedik bir şekilde kendilerini aşık olurken bulur.