Belgesel Filmleri

Ünlü şarap ithalatçısı Martine Saunier'in rehberliğinde, gözler önüne serilen bu film, gerçek Şampanya'nın alışılmışın dışında bir görünümünü sunuyor. Film, küçük bağımsız üreticilerden, Gosset ve Bollinger gibi seçkin evlere kadar altı farklı evi mercek altına alıyor.

İlk başta, Martine Saunier'in deneyimli anlatıcılığı ve bilgisi, filmin daha da ilgi çekici olmasını sağlıyor. Kendisi, izleyicilere şarap yapımının mimarı olarak, Şampanya'nın derinliklerine doğru bir geziye çıkarıyor. Kendine has tatları, karmaşık üretim süreçlerini ve şaraplarına hayran olunan üreticileri tanıtıyor.

Sürükleyici bir belgesel film olan (T)ERROR, aktif bir operasyon sırasında film yapımcılarını görevden alarak FBI'ın terörle mücadele taktiklerine dair ender ve benzeri görülmemiş bir içgörü sunuyor. Film, artık FBI için muhbir olan 63 yaşındaki Siyahi bir devrimci olan "Shariff"in hikayesini anlatıyor. İzleyiciler, onun gözünden, hükümet gözetiminin karanlık dünyasında ve bunun arkasındaki sorgulanabilir gerekçelerde bir yolculuğa çıkarılıyor. Film, modern Amerika'da bireyler ile gözetim devleti arasındaki kırılgan ilişkilere ışık tutuyor. İzleyicilere FBI tarafından potansiyel teröristleri izlemek ve kontrol etmek için kullanılan taktikler ilk elden anlatılırken, bu acil sorun derinlemesine araştırılıyor. (T)ERROR, terörle mücadele gerçeklerinin gergin ve keskin bir tasviridir ve yaklaşımı muazzamdır.

Polis teşkilatındaki ceza iptallerinden okullardaki sınav skandallarına, seçilmiş liderlerin dış evlilik ilişkilerinden ekonomimizi sarsan mali düzeneklere kadar, dürüstlüksüzlük haberlerin ayrılmaz bir parçası gibi görünüyor. Artık doğru ve dürüst bir haber bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Her gün gazetelerde ve haber sitelerinde, güvenilir olmayan insanların hileli davranışları ve aldatmacalarıyla karşılaşıyoruz.

Bu belgesel, ünlü İspanyol yunus eğitmeni José Luis Barbero'nun kariyerini ve 2015'te şoke edici bir şekilde ölümüne yol açan olayları konu alıyor.

Orkestra şefi Gustavo Dudamel, en büyük senfonik eserlerin özgün yorumlarıyla müzik dünyasını ateşliyor. Time'ın "En Etkili 100 Kişisi" arasında gösterildi ve Los Angeles Filarmoni Orkestrası'nın müzik ve sanat yönetmeni olarak görev yapıyor. Memleketi Venezuela'daki toplumsal huzursuzluğun ortasında, sanatın yenileme ve birleştirme gücünü kutlayan yenilikçi bir konser tasarlar.

Tanıştıklarında iki genç bilim insanı olan Katia Krafft ve Murice Kraftt, aralarında yaptıkları kısa bir sohbet ardından birbirlerine ilgi duymaya başlamıştır. İkisi de yanardağlara son derece ilgili olan bu iki genç bilim insanı, hem yanardağlarla ilgili yaptıkları araştırmalar; hem de birbirlerine olan hisleri nedeniyle kısa süre içerisinde birbirleriyle yakınlaşmaya başlamıştır. Birbirlerine deliler gibi aşık olan bu çift, hayatlarını da yanardağlar hakkındaki gizemi çözmeye adamıştır.
1970’li ve 1980’li yıllarda yaptıkları araştırmaları kayıt altına almaya karar veren çift, zaman zaman tam 1200 dereceye ulaşan; aktif lavların kenarında çekimler yapmıştır. Her ne kadar bundan fazlasıyla keyif alsalar da, onların hayatta ilgilenmekten en çok keyif aldığı şey; kısa süre sonra onların sonu olacaktır. Tutkularının ölümüne sebep olduğu Katia ve Maurice Krafft çifti, yaptıkları araştırmalarda 200 saate yakın görüntü elde etmeyi başarmıştır. Yapımda, bu görüntülerle birlikte Krafft çiftinin hayatı ve son derece sıradışı olan aşk hikayeleri anlatılıyor

İki gazeteci ve iki gazi, savaşın karmaşıklığını keşfetmek için bir araya geliyor. Birleşik deneyimleri ve bakış açıları aracılığıyla, çatışmanın bireyler, topluluklar ve uluslar üzerindeki etkisine ışık tutmaya çalışıyorlar. Bu arada, Afgan Savaşı'nda görev yapan dört gazi, Amerika Birleşik Devletleri'ni trenle dolaşarak benzersiz bir yolculuğa çıkar. Rayların izini sürerken, orduda geçirdikleri zamanı derinlemesine düşünürler, dostluk, fedakarlık ve kayıp hikayelerini paylaşırlar. Yol boyunca, Amerika'da var olan çeşitli bakış açıları ve gerçekler hakkındaki anlayışlarını derinleştirerek, diğer gezginler ve topluluklarla da ilişki kurarlar. Bu savaş keşiflerinin her ikisinde de, çatışmanın maliyeti ve orduda görev yapanların karşılaştığı süregelen zorluklar hakkında önemli sorular gündeme geliyor.

Hayatta olduğu 60’lı yıllarda dönemin en ikonik kişiliklerinden biri olan Judy Garland, aynı zamanda o dönemlerde herkes tarafından tanınan; efsanevi bir sanatçıdır. O dönemlerde herkesin büyük bir beğenisini toplayan, Hollywood’un ikonlarının başında gelen Judy; her geçen gün başarısına başarı katıyor olsa da, tarihler 22 Haziran 1969’u gösterdiğinde kimsenin yaşanmasını tahmin bile edemeyeceği son derece trajik bir olay meydana gelecektir.
Yaşadığı talihsiz bir kazanın ardından, 47. doğum gününü kutlamasının üstünden iki hafta bile geçmemişken Judy Garland; Londra’da zamansız bir şekilde hayata gözlerini yummuştur. Bir yandan olağanüstü yetenekleri diğer yandan kırılgan ve naif kişiliğiyle birlikte birçok insanın gönlünü kazanmayı başaran Judy’nin, New York’ta düzenlenen cenazesine ise tam yirmi iki bin kişi katılmıştır. Sid & Judy isimli bu yapımda, Judy’nin üçüncü eşi olan Sid Luft’un daha önce hiçbir zaman paylaşılmayan arşiv görüntüleri, Judy’nin kendisine inşa ettiği bu efsanevi hayatın arka planını sinemaseverlere sunuyor.

Johnny Cash'in ilk karısı ve dört kızının annesi Vivian Liberto'nun hikayesi. Johnny Cash ve Rosanne Cash'in daha önce hiç görülmemiş görüntü ve fotoğraflarının yanı sıra Reese Witherspoon, Joaquin Phoenix, Tim Robbins, Whoopi Goldberg, John C. Reilly ve çok daha fazlasının yer aldığı görüntüleri içerir.

Ulusal yetkililer tarafında giriş izni alan film yapımcısı Alvaro Longoria, Kuzey Kore’de yaptığı tur sonrasında gördüklerini tipik Batılı ulus tasviri ile karşılaştırır. Eski krallık Kuzey Kore dünyadaki barış istikrarsızlığının en büyük kaynağı olarak bilinir. Gerek ülke içinde gerek ülke dışında tarafsız bilgi eksikliği propaganda savaşları için mükemmel bir ortam hazırlarken, belgesel film Kuzey Kore hakkında hangi bilgilerin manipüle edildiğini şaşırtıcı bir şekilde çok sayıda örnek üzerinden analiz eder. Hikâyenin diğer tarafında ise belgesel Güney Kore vatandaşları, insan hakları savunucuları, diplomatlar, propaganda uzmanları ile yapılan röportajları içerir.

Pamela Anderson, şöhretin basamaklarını tırmanma hikâyesini, sarsıcı aşklarını ve karıştığı seks kaseti skandalını kendi videoları ve günlükleri üzerinden anlatıyor.

Tarhiler 1981 yılını gösterdiğinde, Christian Karl Gerhartsreiter adında bir kalpazan; memleketi olan Almanya’yı terk ederek Amerika’ya gelmiştir. Hayatının büyük bir kısmını dolandırıcılık ve üçkağıtçılık yaparak geçiren Christian, Amerika’da da bu tarz işler yapmaya devam etse de, günün birinde kendisini hiç olmadığı kadar sıradışı bir durumun içerisinde bulacaktır. Zaman zaman kendisini yeni tanıştığı insanlara farklı isimler ve kimliklerle tanıtan Christian, bu sayede birçok insanın kendisini bir başkası sanarak etkilenmesini başarmıştır. Ancak bir gün Christian’ın kullanacağı başka bir isim, onun hayatını değiştirecektir.
Kendisini insanlara ünlü Rockefeller ailesinin bir üyesi olan Clark Rockefeller olarak tanıtmaya başlayan Christian, bu ismi kullanmasıyla birlikte insanların kendisine büyük bir ilgi gösterdiğini fark etmiştir. Bunun ardından 90’lı yıllara gelindiğinde New York’a tanışan ve hayatını adeta bir Rockefeller gibi yaşamaya başlayan Christian, burada insanlara kendisini bir sanat koleksiyoncusu olarak tanıtmıştır. Uzun yıllar boyunca bu kimliği kullanan ve bu sayede sürekli hayatında yeni sürprizlerle karşılaşan Christian için elbette bunun bir sonu vardır…

McLaren'in otomobil tasarımı ve mühendisliğindeki yenilikleri sporda devrim yarattı ve mirası, gelecek vadeden sürücülere ve mühendislere nesiller boyu ilham vermeye devam ediyor. Sonunda, Bruce McLaren'in hikayesi, sıkı çalışmanın, kararlılığın ve tutkunun gücünün gerçek bir kanıtı olan zorluklara karşı bir zafer hikayesidir. Mütevazi başlangıçların bile büyüklüğe ulaşabileceğini kanıtladı ve mirası, azim ve mükemmelliğin sembolü olarak sonsuza kadar hatırlanacak. Mclaren’ın geleceğini inşaa ettiği 7 kez dünya şampiyonu Lewis Hamilton başta olmak üzere bir çok efsanevi pilota şimdiye kadar başarı ile ev sahipliği yapmıştır. Formula 1 liginin en efsanevi takımların biri olan Mclaren’ın başarısı yıllarca anlatılagelen bir efsane olma niteliği barındırmaktadır. Gelin siz seyir zevki yüksek değerli izleyenlerimiz ile birlikte bu efsane takımın kuruluş yolculuğuna 4k olarak birlikte çıkalım ve bu zengin hikayeyi birlikte irdeleyelim.

Suç ortakları ve benzer şekilde kurbanlarla yapılan röportajların yer aldığı bu derin inceleme, usta bir dolandırıcının Fransız seçkinlerini milyonlarca avroyu nasıl dolandırdığını araştırıyor.

Belgesel yapım, tüm zamanların en büyük sporcularının bilgeliklerine, disiplinlerine ve dehalarına ışık tutuyor.

Charlie Cullen, New Jersey'deki Somerset Tıp Merkezi'ndeki meslektaşları tarafından güvenilen ve sevilen, kayıtlı ve deneyimli bir hemşireydi. Aynı zamanda, Kuzeydoğu'daki birden fazla tıbbi tesiste potansiyel olarak yüzleri bulan ceset sayısıyla tarihin en üretken seri katillerinden biriydi.

Dünya üzerindeki en büyük kanguru popülasyonua ev sahipliği yapan Avustralya’da bulunan Kanguru Vadisi’nde, her yıl yüzlerce yavru dünyaya gelmektedir. Ancak bu yavrulardan sadece birkaçı hayatta kalmayı başarıp, birinci doğum gününe ulaşabilmektedir. Bu kangurulardan biri olan Mala ise, yaşam koşullarının kendisi için bile fazlasıyla zor olduğu bu bölgede dünyaya gelmiş ve neredeyse imkansız olarak gözükse de henüz bir yaşına gelmeden hayatta kalmayı başarmıştır. 
Kanguruların bu bölgede hayatta kalmasının bu kadar zor olmasının en büyük sebeplerinden biri ise Mala’ın ve onun gibi olan tüm kanguruların en büyük düşmanı; dingolardır. Sürü halinde gezerek genelde yavru kanguruları avlayan bu dingolar, bölgedeki en büyük tehdittir. Ancak tüm bunlara rağmen Mala, son derece cesur ve beklenmedik bir şekilde hayatta kalacak ve Kanguru Vadisi’nde kendisine birbirinden renkli arkadaşlar edinecektir.

Fransız sanatçı JR'ın, görünmeyen insanların portrelerini dünyanın en kışkırtıcı yerlerinde duvar resmine dönüştürerek o insanların sesi olmasına tanıklık edin.

Abbey Road Studios 90 yılı aşkın süredir müzik endüstrisinin merkezinde. Bu kişisel anı ve keşif filminde Mary McCartney, onu dünyanın en ünlü ve en uzun soluklu stüdyosu yapan yaratıcı sihri görmemiz ve deneyimlememiz için 90 yıllık tarihte bize rehberlik ediyor. Klasikten popa, film müziklerinden hip-hop'a, "If These Walls Could Sing", Abbey Road Studios'un kapsamını, çeşitliliğini ve yaratıcılığını gözler önüne seriyor.

Bu samimi ve ilham verici belgeselde Tony Ödülü sahibi Idina Menzel'e, Madison Square Garden'da sahneye çıkmasına giden yoluculuğunda eşlik edin.

Hindistan'ın güneyinde yaşayan Bomman ve Bellie adlı bir çift, yaşamlarını Raghu adındaki öksüz kalmış yavru bir file bakmaya adayınca ortaya benzersiz bir aile çıkar.

David Lynch'in zihninin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkmak ister misiniz? 4 Oscar adaylığı bulunan efsanevi yönetmenin Amerika'da küçük bir kasabada başlayan çocukluk hayatından sanatla tanışma dönemine yol aldığımız benzersiz ve ayrıcalıklı bir deneyim. Sinema tarihine pek çok eşsiz başyapıt bırakan kült yönetmenin bilinmeyen anlarına tanıklık ettiren film, ileride imza atacağı unutulmaz eserlerinin ilham kaynaklarını keşfetmemizi sağlıyor.

Ready to Rumble filminin pazarlama dublörlüğünün bir parçası olarak elde ettiği kötü şöhretli şampiyonluğun ardından, David Arquette dünya çapında profesyonel güreşte en nefret edilen adam olarak biliniyor. İlk unvanı "kazanmasından" yaklaşık 20 yıl sonra, kariyerinde, ailesiyle ve bağımlılıkla mücadelesindeki iniş ve çıkışlarla, David Arquette bu sefer gerçekten yüzüğe dönerek kefaret arıyor.

The Beach Boy'dan Brian Wilson'a, Rolling Stone editörü ve uzun süredir arkadaşı olan Jason Fine ile anılarını anlatırken efsanevi kariyeri boyunca samimi bir yolculukta katılın. Wilson tarafından yazılan ve seslendirilen yeni bir şarkı ve Elton John, Bruce Springsteen, Nick Jonas, Linda Perry, Jim James, Gustavo Dudamel ve Al Jardine ile röportajlar içeriyor.